PAZARLAMACININ MANŞETİ
Hürriyet gazetesi Türkiyenin en çok satılan gazetesidir. Peki niçin bu gazete bu kadar çok satıyor ?
Öncelikle bu gazete tüketici beklentisini iyi analiz etmiştir. Türkiye’de insanlar bilgi edinmek için gazete okumazlar , gazete okuyan sınıfına dahil olup sınıf atlamak , vakit boşluğunu değerlendirmek için gazete alırlar. Hürriyet gazetesi de müşterisine bilgi sunmaz , olay ağırlıklıdır ve heyecan yaratmayı , şaşırtıcı olmayı bilir.
Emin Çölaşan gibi birkaç yazar sokak ağzıyla konuşur ve birkaç siyasi isim üzerinde takıntı derecesinde sürekli yazarak yeni bir gündem ve merak konusu yaratır. Diğer gazetelerin ciddiyeti karşısında dedikodu kültürüne sahip toplum nezlinde bu kişi bazlı gündem ilgi uyandırır , takip edildir.
Emin Çölaşan kötü polisi oynar kimi zaman Ertuğrul Özkök iyi polis... Başbakan bu ülkenin pazarlama stratejisi eksik şeklinde demeç verdiğinde Çölaşan “ ülkemi sattırmam” der , özkök “evet pazarlamak lağzım” … Ve bu şekilde okuyucunun özdeşim kurmasına yardımcı olacak şekilde taraf ya da karşıt olma durumu yaratılır. Siyah-beyaz gazete sayfalarında sanal bir kavga ortamı yaratılır ve her kavgada bizim toplum seyirci olur.
İlgili ilgisiz gazetenin arka sayfasında bir kapak güzeli vardır. Seks sattırır kuralı burada da geçerlidir. Gazete sayfasına 10 saniyede bakıp geçen toplumumuz insanının bu alışkanlığı gazete pazarlama stratejisine görsellik arttırılarak yansımıştır.
Peki siz ürününüzü nasıl satıyorsunuz ?
Ürününüz hakkındaki teknik ayrıntıları ard arda sıralayan ciddi bir “cumhuriyet gazetesi “ misiniz , üründen hiç bahsetmeyip geyik muhabbetleriyle durumu idare eden “star gazetesi “ mi ? Hangi gazetenin manşetiyle müşterinin kapısından içeri giriyor daha doğrusu bir manşet yaratıp müşteri ilgisini canlı tutabiliyor musunuz ?
Siz hangi gazetesiniz?
Takip
Öncelikle bu gazete tüketici beklentisini iyi analiz etmiştir. Türkiye’de insanlar bilgi edinmek için gazete okumazlar , gazete okuyan sınıfına dahil olup sınıf atlamak , vakit boşluğunu değerlendirmek için gazete alırlar. Hürriyet gazetesi de müşterisine bilgi sunmaz , olay ağırlıklıdır ve heyecan yaratmayı , şaşırtıcı olmayı bilir.
Emin Çölaşan gibi birkaç yazar sokak ağzıyla konuşur ve birkaç siyasi isim üzerinde takıntı derecesinde sürekli yazarak yeni bir gündem ve merak konusu yaratır. Diğer gazetelerin ciddiyeti karşısında dedikodu kültürüne sahip toplum nezlinde bu kişi bazlı gündem ilgi uyandırır , takip edildir.
Emin Çölaşan kötü polisi oynar kimi zaman Ertuğrul Özkök iyi polis... Başbakan bu ülkenin pazarlama stratejisi eksik şeklinde demeç verdiğinde Çölaşan “ ülkemi sattırmam” der , özkök “evet pazarlamak lağzım” … Ve bu şekilde okuyucunun özdeşim kurmasına yardımcı olacak şekilde taraf ya da karşıt olma durumu yaratılır. Siyah-beyaz gazete sayfalarında sanal bir kavga ortamı yaratılır ve her kavgada bizim toplum seyirci olur.
İlgili ilgisiz gazetenin arka sayfasında bir kapak güzeli vardır. Seks sattırır kuralı burada da geçerlidir. Gazete sayfasına 10 saniyede bakıp geçen toplumumuz insanının bu alışkanlığı gazete pazarlama stratejisine görsellik arttırılarak yansımıştır.
Peki siz ürününüzü nasıl satıyorsunuz ?
Ürününüz hakkındaki teknik ayrıntıları ard arda sıralayan ciddi bir “cumhuriyet gazetesi “ misiniz , üründen hiç bahsetmeyip geyik muhabbetleriyle durumu idare eden “star gazetesi “ mi ? Hangi gazetenin manşetiyle müşterinin kapısından içeri giriyor daha doğrusu bir manşet yaratıp müşteri ilgisini canlı tutabiliyor musunuz ?
Siz hangi gazetesiniz?
3 comments:
BU PAZARLAMAYI BİR BAŞARIYMIŞ GİBİ YORUMLAMAK BANA GÖRE DOĞRU DEĞİL , BU BİR PAZARLAMA DEĞİL YANLIŞ YÖNLENDİRME VE İNSAN ZAAFLARINI SUİSTİMALDİR
SEVGİLERLE ,
ENGİN DURMAZ
REKABETİN OLDUĞU HERYERDE BU TÜR SUİSTİMALLER OLACAKTIR
DENİZ MUCUROĞLU
okuma oranın bu kadar düşük oldugu bir ülkede insanları gazeleri okumak için değil resimlere bakmak için alıyorlar.. ve en cokda magazin ve spor iddaa sayfları dikkatlerini cekıyor.
Post a Comment