İstikbal , İKEA ile nasıl rekabet edecek...
İstikbal tüketici zihninde
" kaliteyi " temsil ediyor. Ancak, bu imajı istikbal markasının
bilinçli olarak tüketiciye aşıladığını söyleyemeyiz.
Markanız bir gücü temsil
edebilir , tüketici kullanımı ile bu güç tüketici zihninde zamanla
kalıplaşabilir ancak biz bu gücün ne kadar bilinçli yönetildiğine bakmalıyız.
Ürünlerinizin kaliteli olması "
ürün kalitesi " olarak yaptığınız işi ne kadar kaliteli yaptığınızı
gösterir , ancak kaliteli imajını ne şekilde , hangi mesajlarla , hangi
yönleriyle tüketici zihnine işlediğiniz sizin marka anlamında başarınızı
gösterir. İstikbal bu anlamda kaliteli ürünler sunuyor ancak kaliteyi
işlemiyor.
İstikbal reklamlarını
incelediğinizde belirli ortak bir mesajı işlemediğini görürsünüz.
İstikbal ne vaat ediyor,
sorusunu tüketicilere sorduğunuzda ortak yanıtlar alamazsınız.
Bir markanın ne vaat ettiğini
ve neyi temsil ettiğini sorduğunuzda tüketicilerden hangi oranda ortak yanıtlar
alıyorsanız markanız o derece başarılı , demektir.
Opet ve shell bir değer taşıyor
, bp ise ürün sunuyor...her bp tüketicisinin zihninde zamanla bp ile ilgili
olumlu intibalar oluşsa da bunlar çok dağınıktır ve marka gücünü temsil etmez,
çabuk kaybolur ve yol değiştirebilir.
Bu anlamda istikbal neyi temsil
ediyor, tüketici zihnine hangi kodlarla ulaşmaya çalışıyor ?
Eğlenceli alışveriş mi ,
tasarım mı , kalite mi...bp örneğinde olduğu gibi bunlardan herhangi birisi
olabilir ancak istikbalin ortak bir mesaj verdiğini söyleyemeyiz.
İstikbal ileride en büyük
problemi dağıtım kanallarında yaşayacaktır. Zira, dağıtım kanalı tüketiciyle
iletişime geçtiğiniz en önemli noktadır. Reklamlarda ne kadar tüketici zihnine
hitap etseniz de mağaza konseptiniz , tüketicinin bu noktalarda yaşadığı
deneyimler bu imajı pekiştirecektir. İstikbal dağıtım kanalı noktasında şu an
bayiilik sisteminin bir üst aşamasını kullanıyor. Yerel noktaların gücünü
kullanıyor, teminat alarak finans noktasında da kendisini garantiye alacak bir
sözleşmeyle ilerliyor. Bu bayiilik ile franchise arasında kalmış bir yöntemdir.
Geçmiş dönemlerde o bölgedeki satıcı kuvvetlerin gücünü kullanması açısından
mantıklı olmasına rağmen marka ile tüketici arasındaki bağı sekteye
uğratabilecek bir yapısı vardır.
Tekstil ve mobilya gibi
sektörlerde franchise yöntemlerle artık ilerleyemezsiniz. Zira, ürünler ve
maliyetler standart değildir. Birçok şeyi kurgulayabilirsiniz ancak bayiinin
karlılığı da burada önemli bir unsurdur. Markanın önceliği ile bayiinin
öncelikleri çoğu yerde çakışabilir. Bazı bayiiler daha agresif iken, bazıları
daha sakin ilerlemek isteyeceklerdir. Bunun gibi farklılıklar markanın ortak
bir güç oluşturarak tüketicinin karşısına çıkmasına engel oluşturur.
Bayiilik sistemiyle ortak bir
sunuş sergileyemezsiniz, her kampanyayı kar edebilir ve getirdiği sonuç itibariyle
tasarlamak zorundasınızdır...
Bazı markaların sadece ticari
kampanyalar yaptıklarını görürsünüz. Bu bayiilik sisteminin getirdiği bir zorunluluktur.
Ancak, günümüzde markanın " lovemark " aşamasına geçebilmesi için
kampanyalarında ve tüketiciye sunduklarında basit bir "satın al "
mesajının ötesine geçmesi gerekir. Sürekli "satın al" mesajı
etrafında yoğunlaşan kampanyalar tüketiciyle ticari bir ilişki doğuruyor,
zihnine hitap ediyor ancak duygularına değil...
İstikbal bu anlamda ticari
kampanyalardan sıyrılarak duygusal mesajlara da ağırlık vermeli...
İstikbal, Türkiye'nin en önemli
güçlerinden...ancak bu gücü üretim kapasitesinden ve dağıtım ağından
kaynaklanıyor...bundan sonraki tüketici yaklaşımları bu yapıda bazı
değişiklikler yapmayı gerektiriyor.
İkea gibi markalarla nasıl
rekaber edecek ? Elbette bu dağıtım kanallarıyla rekabet edebilir ancak bayilik
yapısıyla merkezde yaratığı dinamizmi tüketiciye bayii köprüsüyle
ulaştırabilecek mi ? İkea gibi markalar yaşam alanı sunarken ve tüketicinin
beklentisi de bu yönde iken istikbal böyle bir beklentiyi nasıl karşılayacak.
Arçelik, reklamlarında çelik
figürünü mal satmak için kullanıyor mu ? Ürün ve fiyatı hiç karıştırmıyor,
özellikle uzak tutuyor , yenilikten bahsediyor, tüketiciyle bu figür üzerinden
bağ kurmaya çalışıyor. İstikbal'in ise bunu atladığını ticari bir marka olarak
kaldığını, fiyatı ve kampanyaları ön plana çıkarttığını görüyoruz. Bu bir
tercih olabilir mi ? Evet , ancak tüketicinin gıda gibi bir seferde kullandığı
ürünlerde ticari marka olarak kalmak mantıklı olabilir, bim'in böyle bir bağ
kurmasına gerek yoktur, ancak uzun süreli kullanılan ürünlerde böyle bir bağ
gerekiyor. Bu bağ olmadan tüketici ürünleri reddediyor, daha zor kendisine ait
hissediyor.
İstikbal markasının birçok
başarılı yönleri mevcut, biz burada biraz daha eleştirel yaklaşmaya ve
eksikliklerini görmeye çalıştık. Önümüzdeki dönemde istikbal'in birçok
değişikliğe imza atığını hep beraber göreceğiz. En önemli değişiklik ise
dağıtım kanalı ve ticari markanın dışına çıkma noktasında olacaktır. Nasıl ki,
ikea mağazalarında ucuz yemek sunarak tüketiciyle bir paylaşımda bulunmayı ,
ortak zaman geçirmeyi, kendisine ait tarz mobilyalarda tüketicinin zaman
geçirmesini sağlıyorsa ; bunlar hep tüketiciyi hazırlamak için gerekli
kurgulardır. Orada ısmarlanan çay ve kahvenin basit bir ikramın ötesinde bir
anlamı vardır. Bedava sınırsız çay içen tüketici markanın daha bonkör olduğunu
düşünür, içeride de bu tür fırsat ve avantajların olduğu intibaasına kapılır. Örneğin
; büyük bir mağaza düşünün ki burada wc'lere girerken para ödüyorsunuz. Ödenen bu
1 tl karşılığında tüketici bilinçaltına markanın herşeyin karşılığını aldığı,
bedelsiz bir şey vermeyeceği intibaası kazınır. 1 tl yi ödeyen tüketici markaya
karşı daha dikkatlidir, temkinlidir, kendisini korur ve karşıt bir cepheye
geçer. 1 tl'nin yarattığı psikolojik etki içeride çok büyük miktarda alışveriş
yapmanın önüne geçebilir. İkea, bu psikolojik yanılsamanın farkında ki sınırsız
çay sunuyor, yemeklerini çok uygun fiyatlara sunuyor, wc'ler ücretiz ve çok
temiz...modern tüketici artık sadece fiyatla alışveriş yapmıyor, bu tür
psikolojik tatminleri sağlamak zorundasınız.
Şunu kesin bir biçimde
söyleyebiliriz ki ; İstikbal önümüzdeki dönem modern tüketiciyi yakalayacak
yeni yaklaşımlar geliştirmek zorunda kalacaktır...
Takip
No comments:
Post a Comment