Yeni Çek Yasasının Amacı Ne ?.... TrTex Yeni Yazı
Avrupa'da bir kural vardır ;
mali suçun cezası adli olmaz...
Devlet alacaklının haklarını
korur ancak borçlunun da hakları vardır...
Borçlunun adli cezalara
çarptırılması kapitalizmin önceki dönemlerindeki , sosyal devlet anlayışının
ortaya çıkmasından önceki dönemlere ait uygulamalarıdır.
Mali suçların cezasının adli
olması bir yaptırıp aracı iken , sosyal dokuya zarar veren, sosyal yıkımlara
yol açan bir yönü de vardır.
Yaptırımın bu derece sert
olması girişimcilerin daha çok risk almasına , müşterinin daha çok risk almaya
teşvik edilmesine yol açar. Kurumsal bir firma daha net risk öngörülerinde
bulunabilir ancak birey bu tür riskleri öngöremez.
Örneğin , kredi kartlarındaki
satış vaatleriyle, teşviklerle tüketiciyi gelirinden daha fazla tüketmeye ve
risk almaya sevk edebilirsiniz. Birey bu tür risk öngörülerinden yoksunudur. Bir
toplumda meydanı boş bıraktığınızda firmalar, toptancılar farkında olmadan bu
tür riskler açarak toplumsal dokuyu ve ekonomik sistemi riske atabilir. Amerika'da
yaşanan kriz, devletin bir anlamda zamanında hakem görevini yaparak bireylerin
gereğinden fazla risk almasına müdahale
etmemesinden kaynaklanmıştır.
Ekonomik bir sistem içerisinde
vergi vermeyen firmalar ülkenin ekonomik dengesini bozar... Ekonomik bir sistem içerisinde
kuralları aşan ve boyundan büyük risk alan firmaların varlığı da aynı biçimde
ekonomik düzeni etkiler. Devlet, bu anlamda vergi vermeyen takip ettiği kadar,
finansal karşılığını göstermeyen firmaların da takipçisi olmalıdır.
Yeni sistemin tersten
baktığımızda firmaların risk alma iştahını düşürücü bir yapısı vardır.
Sektörümüz de dahil birçok
sektörde karşılığı olmayan satış balonları oluşmuştur.
Kredi kartı tüketicileri için
nasıl ki geri ödeyememe riski mevcut ise mal alan bir tüccarın da
ödeyebileceğinden daha fazla ürün alma riski mevcuttur. Birisi bankacılık
sektörünü tehdit ederken, diğeri toplam bir sektörü tehdit edebilir.
Çek gibi ticari bir emtianın
kolay alınıp kullanılabilmesi ve yaptırımın adli olması bu risk balonunu
şişirici bir etkiye sahiptir.
Şu an için hükümet akıllı bir
politikayla balonu indirmek için bu iki enstrümanı kullanıyor.
Bundan sonra firmaların risk
iştahı azalacaktır.
Her tezgahtarın mağazadan
ayrılıp kendine mağaza açması daha az mümkün olacaktır. Perakendeci enflasyonunu
azaltacak, bu da rekabet kalitesini yükseltecektir. Rekabet kalitesinin
yükselmesi sektörü ve perakendecileri orta vadede daha karlı iş yapar hale
getirecektir. Nasıl ki bir fabrika kar ettikçe markalaşır ve ar-ge
yatırımlarına ağırlık verebilirse, kar edebilen perakende de daha çok
kurumsallaşma ve organize olmaya yönelecektir.
Geçiş süreci elbette herkes
için sıkıntılı olacaktır ama orta ve uzun vadede herkes kazanacaktır.
Yeni çek yasasının finansal
boyutundan daha ziyade perakendeci yapısını ve ticari modeli değiştirecek bir
yapısı vardır.
Sonuçları basit bir " yaptırım var - yok "
tartışmasından çok daha ötededir.
Biraz önce söylediğimiz gibi ;
eğer bir ülkede vergi toplanamıyorsa o ülkeden marka çıkmaz. Marka çıkmaması
vergi toplanamama olayının bir sonucudur. Sektörümüzde mağaza açmanın, toptancı
olmanın bu kadar kolay olması da bu düzensizliğin bir sonucudur. Bu düzensizlik
ekonominin kendi dengesi içerisinde sağlanamaz. Devletin birkaç enstrüman ile
müdahale etmesi gerekir.
Şöyle bir örnek verirsek ;
loreal kozmetik firması geçtiğimiz dönemde okullarda kuaför okulları açılması
için hükümete baskı yaptı. Daha eğitimli bir kitle olmadan ürünlerini
uygulamakta yetersiz kaldığını, tüketiciye anlatamadığını, moda ve trend
yaratmakta eksiklikler olduğunu ve bunu aşamadığını fark etti. Eğer karşınızda
ürününüzü anlatabilecek eğitimli bir kitle mevcut olursa ar-ge ve tasarım
yapmak için motivasyonunuz artar, yeni tasarımlarınızın karşılığını alırsınız. Eğer
bu yok ve sadece fiyat ile oynayan ve ürün satabilen bir kitle mevcut ise ar-ge
yatırımlarınızın karşılığını alamazsınız. Ticareti olan bir ürün grubunun
sektör haline gelebilmesi sermaye , bilgi ve tecrübe birikimine bağlıdır. Devlet
müdahil olup bazı alanlarda oynama yapmadığında bu üç alanda da birikim olmaz ,
bu da ülke ve sektör için kayıptır. Şimdilik devlet bu birikimi sağlayacak finansal boyutuna el attı, bunun
eğitim gibi alanlarda da devamının geleceğini umut ediyoruz....
No comments:
Post a Comment