24 September 2012
08 September 2012
markalar şimdi sokağa iniyor
Pazarlama kanalında müthiş bir
değişim yaşanıyor. Markalar artık klasik anlamda reklamlarda ünlüleri
kullanmak, gazetelerde reklam vermenin ötesinde dijital dünyanın malzemelerini
kullanıyorlar. Şimdilik sektörümüz bunlardan uzak duruyor ama bunun suçunu
tamamen sektörün üzerine atmak da yanlış olur. Zira sektörümüzün hedef kitlesi
de henüz o mecralarda gezinmiyor. Henüz klasik aile yaşamından çıkıp dijital
dünyaya geçiş yapmış değiller , alışveriş yaparken halen klasik referans
noktalarını kullanıyorlar...
Değişim bu boyutta değilse de
sektörümüzün hedef kitlesinin de bu şekilde devam etmeyeceği bir gerçek. Milan
kundera yıllar önce " fizik kurallarına göre sıvı olan her şey buharlaşır
ama normal hayatta katı olan her şey buharlaşır ve yok olur " demişti. Değişimin daha yavaş bir çizgide olması
bu değişimin hiç olmayacağı anlamına gelmez. Bu değişimleri yakalayamayan yani
bir anlamda katı olanlar sosyal ve ekonomik kurala göre buharlaşıp yok olacaklardır.
Değişimin yavaş olduğu
sektörlerde ani , refleksel ve dönemsel sıçramalar olur. Birden müşteriniz
değişir, yeni taleplerle ortaya çıkmaya başlar... Şu an piyasadaki esnafları
dolaştığınızda müşterinin artık daha çok gezdiğini , ürünleri kodlarıyla yazıp mağaza mağaza
dolaştıklarını , fiyat kıyaslaması yaptıklarını söylediklerine şahit olursunuz.
Bunun basit tanımı değişimdir... Müşteri aslında değişiyor, bilinçleniyor,
klasik anlamdaki esnaf - müşteri arasındaki güvenin boyutu değişiyor.
Piyasayı dolaştığımda bu tür
şikayetlerin daha çok arttığını, esnafın ise bu değişimi
anlamlandıramadıklarını görüyorum.
Bazı sektörler kendi hedef
kitlesini kendileri sürükler, değişimi önlerine koyarlar ve bir anlamda
talepleri öngörebilir ve yönetebilirler. Bizim gibi sektörlerde ise değişim
daha çok " çapraz etkilenme " ile bizim önümüze gelir. Çapraz
etkilenme ile kastettiğimiz şey diğer diğer sektörlerdeki değişim ve bunun
tüketici üzerindeki etkisi, sosyal ve teknolojik değişimlerdir. Bugünlerde
sektörümüz daha çok bu çapraz etkilere maruz kalarak savruluyor, bu rüzgarların
etkileri tüketici davranışlarını etkiliyor.
Dolayısıyla biz tüketici
davranışlarını değiştirmekten ziyade öngörmeye odaklanmalı ve tüketicinin
yönlendiği çerçevede kendi pozisyonumuzu almalıyız
Tahmin ediyorum ki gelecek 5
yılda markalar ektiklerinden daha çok ürün toparlayacaklar.
Sektörümüzde markalar bugüne
kadar çok hırpalandı, isimleri kullanıldı, taklit edildi v.s. Tüketicideki
marka bilinci yüksek olmadığı için ise bu tür taktikler işe yaradı. Tüketicinin
artan bilincinin , tezgahtarın tüketici
üzerindeki yönlendirme gücünü azalttığına hep beraber şahit oluyoruz. Bu durum
piyasada " tüketici artık ne istediğini bilmiyor" şikayetleriyle dile
gelse de bu şikayetin altında, tüketicinin artık eskisi kadar rahat
yönlendirilemediği gerçeği vardır.
Markanın önemli olduğunu herkes
bilir , bugüne kadar da birçok kişi dile getirmiştir. Ancak markanın bilinir
olmasından daha önemli olan şey yönlendirici gücünün ne derece keskin
olduğudur. Çapraz kuvvetlerdeki değişime baktığımızda bu yönlendirici gücün
iyice keskinleşeceğini düşünüyorum. Markalar bu güne kadar önemliydi bundan
sonra önemi tezgaha da yansıyacaktır.
Subscribe to:
Posts (Atom)