30 March 2009

Gazete , Hürriyet İ.K. ; Konu aşk ve yalnızlık


Hürriyet gazetesinin hafta sonları yayınlanan İ.K. ekini biliyorsunuzdur. Cüneyt Ülsever burada her hafta sonu zorlama yazılar yazıyor. Aşk , ölüm , vicdan gibi konuları kendi bakış açısıyla yorumluyor. İ.k. ekini inceleyen , iş arayan , yeni iş imkanlarına fokuslanmış bir kitlenin karşısına bir siyasi düşünürü çıkartıp , aşk gibi konularda yazı yazdırmanın nasıl bir hedefi olabilir ?

Eğer tüketici bir süreliğine konudan uzaklaştırılıp ,dinlendirilmek isteniyorsa Murathan Mungan gibi bu konularda daha başarılı isimlere yer verilebilirdi.

Bununla birlikte iş arayan , işinden memnun olmayan bir kitle öfkeli , gergin bir psikolojinin içerisindedir. Daha genel ve kabul görmüş düşünceleri dile getiren C.Ülsever yerine, daha radikal ve öfkeli bir üslubu olan küçük İskender , Nihat Genç , Yılmaz Özdil tarzında bir kalem seçilmesi daha doğru olurdu. Bu kitleye tercüman olup , gazete ekiyle doğru bir bağlantı kurulabilirdi.

Hürriyet gazetesi okuyucusuyla bu tür bir bağ kurmanın yollarını bulmaya çalışmalı. Diğer türlü insanların iş bulana kadar altını çizdikleri , bulduktan sonra da takip etmedikleri bir ürün olursunuz.

TwitterTakip

29 March 2009

Ve MSN kadını yarattı...

MSN milyonlarca insanın faydalandığı bir servis. Ancak , msn uzun süre bu servisin marka değerini yalnız bıraktı ve işlemedi. Msn dili , msn hayatı gibi yüzeysel hayatı çağrıştıran bir kimlik MSN üzerine yerleşti. Fayda olarak herkesin kullandığı bir servis iken, modern yaşamın günah keçisi olmaya doğru gidiyordu. İlişkilerdeki samimiyeti ortadan kaldıran , eskiyi yok eden geleneksel kültürün yok edecisi olarak anılmaya başlamıştı.

Son dönemlerde MSN kendini anlatmaya başladı. Bu uygulamalardan en başarılısı ise MSN kadını. MSN kelebeği kadının saçına konuyor ve kadına biçilen yeni rolde katkısını vurguluyor.

Geleneksel anlamda kadın toplumsal beklentileri yerine getiren , çocuğuna bakan bir model iken MSN kelebeği kadını özgür , kendi hayatını seçen , erkek kadar ifade hakkı olan bir role taşıdığını , böyle bir kimliğe katkısı olduğunu vurguluyor.

Markanızı boş bıraktığınızda nasıl yabani otların büyüdüğünü görebiliyor musunuz? Yüzeyselliği ifade eden bir MSN algılamasının nasıl , kadına verilen yeni rolde katkısı olan bir etkene dönüşebileceğini …

TwitterTakip

23 March 2009

Amerika İmajını niçin düzeltemiyor , Toplumsal bilinç niçin reaksiyon vermiyor ?


Yapılan bir araştırmaya göre ,Türkiye ile Amerika arasında yapılan anlık istihbarat çalışması Amerika’nın imajında düzelmeye neden olmamış.

Toplumların bir şeyi hatırlaması , hatırladığı bir şeyi de unutması çok zordur. Toplumsal bilinç hantaldır. Anlık tepkilere reaksiyon vermez, düzelmesi uzun süreç alır. Önyargılardan beslenir , duyguların işleyişi ile toplumsal bilincin işlemesi arasında büyük benzerlikler vardır.

MNG grubu çevre kirliliği konusunda geçen haftalarda olumsuz bir not almıştı , bazı haberler medyada yayınlanmıştı. Bu imajın düzelmesi için çevre kirliliği ile ilgili bazı projelere imza atıyormuş. Anında müdahale ve çözüm , etkili olur mu ? Evet , olur… Daha önce oluşmuş böyle bir algılama yok ise anlık müdahale ile toplumsal bilinçaltında tortu oluşumunu önleyebilirsiniz.

Eğer birkaç defa tekrarlanıp toplumsal hafızaya yerleşseydi , MNG de bu süreçte herhangi bir aktivitede bulunmasaydı , bu algılamanın düzeltilmesi oldukça uzun bir zamanı kapsardı

Friedman ,bir dönemler krizlerden en kısa sürede çıkış yolunu helikopterle havadan para atmak olarak önermişti. Amerika havadan para yağdırsa dahi artık çok zor

TwitterTakip

22 March 2009

Kazanmak ve mücadele ruhu


Dün akşam maç izlerken dikkatimi bir nokta çekti. Hakem kararını verdikten sonra futbolcular hakeme sürekli itiraz ediyorlar.

Mantıklı olarak düşündüğünüzde hakemin kararını değiştirmeniz mümkün değildir.

Duruma direkt olarak baktığınızda futbolcular etkili olamayacakları bir konuda gereksiz bir uğraş içerisindedirler.

Futbol yöneticileri de bu gereksiz zaman kaybına bakarak futbolcularını bu konuda uyarabilir ve bu durum zamanla azalır.

Oysa hakeme itiraz , bağırıp çağırma durumu yıllardır her maçta devam eder.

Aslında hakemi ikna etmeniz mümkün değildir ama etkilemeniz mümkündür.

İnsanlar çoğu kez bir karar verdiklerinde bu karardan yanlış olduğunu anlasa dahi geri dönmezler.

Karar verildikten sonra sorgulanan konu kararın kendisi olmaktan çıkar kişinin pozisyonu , prestiji gibi noktalar devreye girer.

Dolayısıyla kişinin geri adım atmasını sağlamak çok zordur.

Ancak haksız bir kararda karşı tarafın vicdanını kullanabilirseniz ,kendi tarafınıza çekebilir ya da daha sonraki kararda lehinize davranmasını sağlayabilirsiniz.

Buradaki futbolcuların itirazı o kararı etkilemeyecektir ancak haklılık payları var ise bunun ifadesi vicdanı ve iradeyi etkileyecektir.

Bazı satıcıların kendi kafalarında muhasebe yapmaya meyilli olduklarını gözlemleyebilirsiniz. Müşterinin alıp almayacağına karar vererek satış için çabalamayı gereksiz bir çaba olarak görüp geri çekilirler.

Buradak durumda , hakem nasıl olsa kararını verdi diyerek hiçbir şey yapmamak , gibidir.

Gereksiz gibi görünen çoğu çabanın vicdanı , iradeyi ve satın alma kararını nasıl etkilediğini şaşırarak izlemişimdir.

Müşteri almama kararını almış olsa dahi gösterdiğiniz çaba , sarf ettiğiniz emek , bu süreçte kurulan duygusal ilişki , müşteri bakış açısınını sizin lehinize dönmesi durumu tersine çevirebilir.

Hakem kararını verse de sen haklılığını haykıracaksın , sahanın bir köşesinde oturup “ olan olmuş “ demek , mücadelenin ve kazanmanın ruhuna aykırıdır.

TwitterTakip

15 March 2009

Yalan korkulacak bir şey midir ,bir strateji midir ?

Son araştırmalara göre hayvanların da yalana başvurdukları ispatlanmış.

Ayrıca sağ beyin , sol beyine de yalan söyleyebiliyor , insan çoğu zaman bunun farkında olmuyormuş.

Yalana yönelik kültürümüzde haksız ve önyargılı bir yaklaşımın olduğunu düşünüyorum.

Yalan bir strateji olabilir. Her stratejinin içerisinde yanıltma , rakibin gözünden kaçırma gibi unsurlar vardır.

Her yalanı yönetmeyi bilmeyen insanın zamanla mutluluğundan ve başarısından feragat etmesi gerektiğini gözlemleyebilirsiniz.

Yalanı lanetlemek , korkmak ya da bulaşmamak yerine kullanmayı öğrenmek ; varolma savaşında daha mantıklıdır. Hayvanlar da zaten yalana bu varolma savaşında ayakta kalmak için başvuruyorlar.

Yalana bulaşmayan ve yalana maruz kalmayan insan yoktur. Yalana maruz kalma ile yalanı tanıma arasında ise ters orantı vardır.

Yalancılar zamanla doğru insanların gösterdikleri tepkileri taklit ederler. Bunu ancak yalanı tanıyan bir kişi ayırt edebilir , yalanı tanımayan doğru bir insan olmak gerçekten de korkulacak bir durum.

Yalan konusunda gelişmemiş toplumların tavrı ; yalanın günah olduğu , asla söylenmemesi gerektiğidir.

Gelişmiş ülkelerin tavrı ; daha müsamahalıdır , bazı durumlarda başvurulabilir , iyi amaçları olabilir ve kapalı toplumlar kadar korku beslenmez.

Yalan konusunda bu iki tip toplum arasında araştırma yapsanız ; korkan toplumun daha çok yalan barındırdığını görebilirsiniz.

Türkiye ile Amerika’yı ele alalım. Türkiye değerlerinde yalana karşı konulmuş net bir tavır vardır. Amerika ise maddiyatçılığın kol gezdiği kapitalist bir toplum olarak bilinir. Türkiye’yi güncel hayatı bir kenara bırakırsak ; Tarihini değerlendirin ; baştan aşağı yalandır, bazı kişi ve değerleri yükseltmek , Osmanlı mirasına rest çekmek için kurgulanmış bir tarihi vardır. Değerlerine bakarsanız kendi içinde birçok çelişki barındırır. Almanya ve Amerika tarihini incelerseniz kendi ırkçılıklarıyla , sömürgeleriyle hesaplaşmış , daha yalansız bir tarihleri vardır.

Bir Türkiye düşünün ; kendi azınlıkları ile problemli , kendi dinini farklı yaşamak isteyenlerle problemli , komşularıyla problemli… Bu kadar problemin kaynağını merak ediyor musunuz ; Halkın çok doğru olması…

TwitterTakip

14 March 2009

Kılıçdaroğlu'nun reklam filmi iş yapar mı ?







İngilizlerin güzel bir sözü vardır ; gerçek olamayacak kadar güzel bir hikaye…

Kılıçdaroğlu , üstte izleyebileceğiniz , reklam filmini oldukça profesyonelce çekmiş ; kusuru da bu. Kılıçdaroğlu’nun arkasına oturtulmuş figüran seyircilerin zaman zaman kafalarını sallayarak olumlamaları hikayenin gerçekliğini zedeliyor. Doğallığı ve inandırıcılığı bozarak kurguyu vurguluyor.

Reklam filminde doğru nokta bir CHP klasiği olarak iktidar partisine ideolojik suçlamalarda bulunmaması.

Yolsuzluklara değinmek ise halkta bu tür bir kanaat varken doğru bir hamle.

Her ne kadar bazı yazarlar ,önerilerinizle muhalefet edin ,deseler de ,bu iktidarın kullanabileceği bir stratejidir.

Öneri bu işin vitrinidir. Eleştiri öneriden daha çok iş yapar.

Kitle psikolojisini düşündüğünüzde öneriniz ne kadar doğru olursa olsun kitle bilinçaltında tutunabilmesi zordur. Somut bir eylemle birleştirilemediği için soyut kalır.

İktidar üzerinde kullanabileceğiniz somut bir eleştiri varken , öneri daha soyut ve zayıf kalır.

Muhalefet asıl puanı doğru eleştiri ile kazanır.

İktidarın yardımlarını eleştirmek doğru iken ,buna karşın ,öneri olarak 600 ytl. maaş gibi ,daha büyük yardımda bulunma vaadi çelişkidir.

CHP bu reklamla “EVET” oyu alır mı, bence hayır… Böyle devam ederse Halk bu seçimde kılıçdaroğluna “ one minute” diyecektir.

TwitterTakip

Sadece müşteriye gülümsemeniz ne kadar inandırıcı ?


Restaurant ya da pastanelerin dış kısmında otururken bir dilencinin ya da selpak satan küçük bir kızın size yaklaşması çok olasıdır. Bu kişilerin müşterileri rahatsız etme olasılığı bir gerçektir ama bu selpak satıcılarından daha çok insanı rahatsız eden , burada çalışan garsonların bu küçük çocuklara olan yaklaşımıdır.

Biraz önce güler yüzle , gayet nazik bir şekilde servisini yapan garson, bu küçük kızları gördüğünde yüzünde gayet öfkeli bir ifadeyle hırçınlaşır ve perde iner…

Dün Bahçelievler Liva pastanesinde otururken , yine bu küçük selpak satıcılarından bir kız yanıma yaklaştı. Garson , gayet güleç bir yüzle küçük kıza “ sen beni sevmiyor musun “ dedi ve küçük kız da gülümseyerek oradan uzaklaştı. Belli ki orada çalışan garsonlar ,pastanedeki yemeklerden ,küçük kızlara ikram ederek müşterileri rahatsız etmesini daha insani bir şekilde önlüyorlardı. Garsonun “ beni, sevmiyor musun “ sorusu üzerine ,küçük kız ,mesajı alarak , anlaşmalarını hatırlayarak oradan uzaklaşdı. Aklımda kalan Liva pastanesinin sadece müşterisine değil , dışarıdaki insanlara da gülümseyen ifadesiydi.

TwitterTakip

13 March 2009

Cümleler genelleştikçe anlam dağılır


Fethullah Gülen cemaati , laik kesimin en çok hedef aldığı grupların başında geliyor. Sürekli bu cemaat üzerinde bir dedikodu trafiği dolaşıyor.

Bunun en önemli nedeni bence yine Fethullah Hoca.
Fethullah Hoca , konuşmalarında ikinci anlamlar taşıyan ağır cümleler seçiyor. Söylediklerini ima yoluyla anlatan bir üslubu var. Bu üslup istediğiniz yöne çekilebilecek bir esneklik taşıyor.
Hoca kuyunun dibini bir türlü göstermiyor ve yoruma açık bir halde bırakıyor.

Elbette , savunduğu değerler ve bunun seviyesi gibi haklı yönleri olabilir ,ancak medyaya verilen demeçlerde kitle algısını da düşünmek gerekir.

Geçen gün okuduğum bir beyanatında Hoca’da müthiş bir üslup değişikliği gördüm. Ergenekon konusunda yaptığı bir açıklamada espirili bir üslup kullanıyor , günlük bir dil ile gayet basit bir açıklama yapıyordu. Açıklamada kinayeli bir üslup yoktu.

Eğer Fethullah Hoca bu üslup değişikliğini devam ettirerse bir çok soru işaretini kaldıracak , daha az malzeme verecektir.
Cümleleriniz genelleştikçe anlam dağılır. Anlatmak istediğiniz mesaj anlaşılabileceği gibi tersi bir anlam da çıkabilir.
Radikal'deki haberini buradan okuyabilirsiniz.

TwitterTakip

10 March 2009

Turkcell pazarlama stratejisi mi , yoksa Ttnet mi ?

Ttnet yeni kullanıcılara netbook hediye edecekmiş. Ttnet kampanyalarını sürekli olarak yeni abonelerine yönelik hazırlıyor. Zaten , pazarda % 94’lük bir Pazar payına sahipken , bu uygulamalarla eski tüketicilerini küstürüyor.

Bu kampanyalardaki amaç , internet abonesi olmayan , geride kalan kesimi cezp etmek. Oysa , bu kampanya % 94 ‘lük kesiminden kopmalara neden olabilir.

Ttnet, “ nasıl olsa geride kalanlar kafeste “ düşüncesiyle pazarlama aktivitelerini yeni abonelere kaydırıyor. Yeni aboneler için uygulanan bu pazarlama aktivitesi “ ayrıcalık “ yaratırken , diğer aboneleri , daha fazla ödeyen konumuna düşürüyor.

Turkcell kampanyalarında sürekli en eski müşterilerini koruyor. Kullanıcı olduğunuz yıla göre ekstra puan ya da avantajlar sağlıyor. Ttnet ise farklı bir mantıkla ilerliyor.

Turkcell sadık müşteri yaratmaya, sadık müşterilerini elinde tutmaya çalışırken ; Ttnet tehlikeli bir flörte giriyor. Hürriyet gazetesinden bu konuyla ilgili kampanya haberini okuyan eski tüketicilerin tepkilerini ölçebilirsiniz.

Siz olsanız eskiye mi yatırım yaparsınız , yeniye mi ; yoksa ikisi arasında eşit ağırlığı korur musunuz ?

Ben , Turkcell stratejisinin daha çok iş yapacağını , memnuniyeti arttırarak , sadık müşteri kitlesini elinde tutacağını düşünüyorum.

Ttnet , kablo hızı sürekli artıyor ama tüketicisiyle kurduğu iletişim gittikçe zayıflıyor.

TwitterTakip

05 March 2009

Kadınlar ne ister ???

Pazarlama köşesi , yazarı bir gün yorgun biçimde uykuya daldığı sırada, aniden bir parlaklık belirdi ve bir cin çıktı ortaya. Cin , 1 dilek hakkın var , ey pazarlama köşesi , dile benden ne dilersen dedi. Pazarlama köşesi uyku sersemliği ile bu cin’in gerçek olmadığını düşünerek ; kadınlara satış yapmanın sırrını diliyorum senden ey cin dedi.

Cin 5 şık sundu ve bunlar arasında doğru olanı seç dedi.

A ) erkekler doğru olanı , kadın değerli olanı tercih eder. Kadını diğer kadınlardan daha iyi bir ürün aldığına ikna et yeter.

B ) Kadın bazen ürünü değil seni görür , bazen seni değil ürünü görür; bir kadının nereye baktığını ve neye dikkat ettiğini bilemezsin. Akıllı olup kadının kandırmaya çalışmaktansa düzenli olup her noktada yeterli ol.

C ) Ey pazarlama köşesi , kadınların tercihlerini yönettiğini zannedersin ama kadınlar kararlarını kendileri verir , sadece sana yönettiğin hazzını yaşatmak için doğalarında bulunan yeteneği sergilerler , bu normal hayat için de geçerlidir , bu hazzı yaşayıp inanabiliyorsan mutlu , inanamıyorsan mutsuz ve yalnız olursun.

D ) kadın karşısında bir satıcı değil ,şovmen ol . Kadının seni alkışlaması demek , satın alması demektir.

E) bir erkek olduğunu unutma yeter

TwitterTakip

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us