26 June 2006

EXPER BİLGİSAYAR REKLAMLARI







Exper bilgisayar son reklamında radikal bir yaklaşımla geleneksel bir evkadınını ana unsur olarak kullanıyor. Arçeliğin kullandığı çelik figüründeki teknoloji paralelliği burada tam bir tezat oluşturuyor. Çelik figürünün yansıttığı teknolojik çağrışımlı görüntü ,ses ve effektler ürünlerdeki teknolojik gelişimi çağrıştırıp pekiştirirken , exper bilgisayarın kullandığı “ hacer ana” rolü nasıl bir amaç taşıyor? Hedef kitleye ulaştırmak istediği mesaj ne olabilir ?

Buradaki teknoloji ve geleneksel yaşam tarzının oluşturduğu tezatlık dikkat çekici bir boyut katarak farklılaşmasını ve ilgi uyandırmasını sağlıyor.

Iletişim çağı , teknoloji gibi modernliği ve şehirli olmayı içine alan kavramlara uzaktan imrenerek bakan , eğitim seviyesi düşük bir kitleye siz de yapabilirsiniz , sizin için kolaylaştırdık mesajını veriyor.

Büyük uluslararası markaların yarıştığı bir pazarda daha profosyonel kullanıcılar arasındaki yerel olma dezavantajını avantaja dönüştürmenin yollarını arıyor . Halk pazarına çıkıp , teknolojik terminolojiyi basitleştirerek , halkın diline ve dünyasına olan mesafeyi kısaltıyor. Teknolojiyi uzaktan imrenerek seyreden , yeniliğe açık bir kitleyi harekete geçirmek için klasik fiyat ve vade yaklaşımlarından uzaklaşarak , radikal bir yaklaşım sergiliyor. Daha profosyonel hedef kitleden uzaklaşma , basit ve halk seviyesinde algılanma riskini göze alarak hedefini daha farklı bir Pazar olarak belirliyor.


Karmaşık olanı basitleştirdik , tavrıyla aslında yeni bir şey oluşturmadan potansiyel kitleye siz de yapabilirsiniz mesajı vererek , bu kitlenin ürüne yaklaşmasını , dokunmasını , tanımaya çalışmasını sağlamaya çalışıyor.

Büyük oyuncularla rekabette aynı sahada gol yemek yerine yeni bir oyun kuruyor. Saha dışındaki daha büyük bir kitleyi harekete geçirmek için , basit olma riskini göze alarak , kuralların dışına çıkıyor. “ Hız , hafıza , ram , mghz “ gibi söylemlerle yarışın devam ettiği , hergün yeni bir gelişimin yaşandığı , genel kitlenin ürkerek , anlamadan şaşarak baktığı bir pazarda , bunların hiçbirine değinmeden , farklılığını ufak bir hafıza ya da hız farklılığından ayrıştırıp , bu dünyaya yabancı bir potansiyeli bu dünyanın içine davet ediyor. Sizin işinizi görür , ihtiyacınızı karşılar mesajını bu şekilde veriyor.

Tebrikler exper…










TwitterTakip

24 June 2006

Otoriteyi kabul ederek yönetebilmek


İktidar bir güç mücadelesidir. Ve çoğu zaman bu mücadelede yendiği diğer tarafı yönetmekte beceriksizdir. Zaten iktidarlar da yönetmeye değil gücünü devam ettirmeye çalışır , yönetemez sadece iktidar kalır.

Yönetmek ise güçten bağımsız profosyonel bir hareket tarzıdır. Güçlü olmaya değil gücü kendi lehine çevirmeye çalışır. Mücadeleyle , yönetilemez bir karşıt taraf yaratacağının farkındadır ve güce karşı Gandi gibi eğilir. İktidar yoketmeye çalışırken , yönetim tanımaya çalışır. Kazandığı anda yönetebileceği bir tarafın kalmayacağını bilir.

Kazanmak , kişinin kendi kendini tatmin ettiği bir yanılsamadan başka bir şey değildir.

-------- *** ----------


Garsonlar kolay kafaya alınırlar. Özellikle turizm bölgelerinde , bunu daha bariz bir şekilde gözlemleyebilirsiniz. Aslında kafaya alınmaktan ziyade , kafaya alınmış rolü oynarlar. Bu bir yönetme oyunudur. Karşıdakinin düşüncesine bir adım yaklaşma ve karşı adım için borçlandırma oyunu. Karşıdakini olumlayarak arkasından gelecek bir isteğin kabulü için zemin hazırlama …

Kadınlar da aşk oyununda benzer bir yönetme yolu izlerler. Erkek otoritesini kabul eder , bu şekilde yönetme hazzını yaşatır ve bunu bir bağımlılık haline dönüştürerek erkek otoritesini yönetebilir hale gelir. Kadın , gücü anlamlı kılan , güç için peşinde koşulan bir öğe olarak yönetir erkeği.

“ Müşteri her zaman haklıdır ” ın müşteriye verdiği mesaj da tüccarların keşfettiği tipik bir yönetim yaklaşımıdır. Otoriteyi baştan kabul ederek bir otorite mücadelesinden kaçınma ve ortak bir noktaya yol alış…
Müşteriye bu şekilde bir tavırla yaklaşarak güç mücadelesinin önüne geçilir ve müşteri savunma refleksleri hareketsiz bırakılır. Her zaman haklı olabilen müşterinin yaşadığı iktidar hazzı yönetilebilmesini sağlar. Satın alarak yaşanabilecek “kazıklanma” psikolojisi , pompalanan bu otorite psikolojisiyle göze görünmez.






TwitterTakip

17 June 2006

Nefret yaratarak karşıt duygunun beslenmesi


İlk okul çağlarından başlayarak çocuklara demokrasi eğitimi verilirken şöyle bir yol izlenir ;

Demokrasi ; “ halkın kendi kendini yönetmesidir” gibi cümlelerle tanımlanır ve olumlu örneklerle modellenir , daha sonra buna karşıtlık olarak padişahlık , şeriat gibi sistemler demokrasinin karşısına konur. Padişahlık ve şeriatlık tanımlanırken ise birkaç keyfi uygulamadan , şeriattaki kol kesilmesi gibi örneklerden yola çıkılarak olumlanmayacağı kesin örneklere başvurulur . Bu , bir şeyin ne olmadığını anlatarak ne olduğunu anlatma yöntemidir. Ne olmadığını anlatarak , istenen modele bağlanmasını ve fanatikleşmesini sağlamak için uygun duygusal ve bilinçsel altyapı hazırlama yöntemi. Nefret yaratarak karşıt duygunun beslenmesi… ve daha sonra çocuğa sorulur. Sen hangisini seçersin ?
cevap : demokrasi…

Soğuk savaş döneminde Amerika liberalizmi anlatmak yerine komunizmi anlatarak karşıt bir öfke yaratmıştı . Kendi demokrasisini Stalin ve Lenin örnekleriyle tanımlayarak bir seçim ve tercihin ötesine geçip bağımlı , fanatik bir kitlenin bilinç yapısını oluşturmuştu.

----- *** -----

Hayat su , ilk piyasaya çıktığı dönemlerde , yoğun reklam dönemi sonrasında , zabıtaların diğer su firmalarına baskınlar düzenlemesi ve gazete manşetlerine “ halkın sağlığıyla oynuyorlar” manşetlerinin yansıması ilginç bir tesadüftü. Yine kırmızı et sektörüne giren bir gazete patronunun , henüz stajer gazeteci olan can dündara beyaz et sektöründeki sağlıksız koşulları haber yaptırması …

----- *** -----

Artık anlatacak bir şeyler kalmadı gibi. Bütün reklamlarda aynı çarpıcı cümleler , şaşırtıcı görüntüler… Yöntemler aynılaştı , kulaktan kulağa pazarlama gibi yeni kavram şemsiyeleri altında yaşanan bir rekabet…köşe kapmaca…

Gelecekte pazarlama ve reklam sektörü bir soğuk savaşa girecek gibi. Artık kelimeleri başka türlü söylemek , anlatmak yeterli değil. Tanımlamanın yöntemi değişecek… Bağımlılık yaratmak , kendi fanatiklerinizi oluşturmak artık daha sert darbeler gerektiriyor. Ötekiler çoğaldıkça , müşteri kadar hedef öteki de olacak.

TwitterTakip

11 June 2006

SATINALMA KARARI ve MÜŞTERİ MODELLERİ


Satış sırasında uzun uzun ürününüzün özelliklerini , avantajlarını anlatırsınız ; yine uzun uzun sizi dinleyen alıcı birden canlanır ve almaya karar verdiğini belli eder. Bunu kafasını sallamasından , göz kırpışından , olumlayan gülümsemesinden , nefesini dışarı doğru vermesinden anlarsınız. ( Dikkat edin insanlar bir şeyi kabul ederken nefeslerini dışarı verir , redederken nefes alırlar )

Bütün o uzun konuşma ve tahlillerden sonra insanları bir anda alma kararına iten şeyin ne olduğunu halen bulamadım. O canlanma ve karar verme anını tekrar tekrar düşünmeme , karar verme anındaki cümlelerimi tekrar tekrar irdelememe rağmen gerçeği henüz keşfedemedim.

İnsanlar nedense yavaş yavaş bir ikna olma sürecinden ziyade birden bir tılsım değmişcesine kararlarını veriyor ya da vazgeçiyorlar.

Ya da süreç meyvayı olgunlaştırıyor , neyin yarattığını bilmediğimiz bir rüzgar ise daldan düşmesini sağlıyor.

Veya anlamlı olmayan herhangi bir cümleniz müşteri için daha derin bir anlam ifade edebiliyor.

Eğer doğru olduğunu tahmin ederek uyguladığınız ikna yönteminden sonuç alamıyorsanız , birkaç olası doğruyu ardı ardına sıralayın ki başarı olasılığınız artsın. Yani nişan aldınız ama vuramadıysanız , hedefe bu sefer “saçma” sıkın ki bir tanesi değebilsin.

-------- *** ----------

saçma sıkabileceğimiz bir diğer müşteri modeli de “serseri müşterilerdir ”



Gerçekten de bazı müşterileri “ anormal” olarak kabul etmek lağzım. Yani tepkileri öngörülemez , aynı etkiye aynı yanıtı vermeyen müşteriler.

Amerikanın , ne yapacağı kestirilemeyen , hukuksuz devletlere serseri ülkeler demesi gibi ben de bu tür müşterilere “ serseri müşteriler ” diyorum. Niçin sizin karşınızda olduklarından emin değillerdir , almak ile almamak arasında hiçbir fark yoktur , ihtiyaçları olduğu için değil zaman geçirmek için karşınızdadır , satınalmayı bir mücadeleye dönüştürüp ikna olmamak için direnirler ve bunu pazarlık konusundaki yetenekleriyle ilişkilendirirler… ( Bu betimlemeler hoş olmamasına rağmen bunlar , müşteri haklıdır gibi mitlerle oluşturulan bir “ koşulsuz haklı alıcı” imajının yarattığı tipik şımarık müşteri davranışlarıdır )

--------- *** ---------

Pazarlığı bir mücadeleye dönüştüren müşteriler :

Bu tür müşterilerle pazarlığa kalkarsanız kendinize bir rakip yaratırsınız ve yenilmemek için , çok uygun koşullar sunsanız dahi almayacaktır. Zaten bu tür müşterileri ikna eden ne ürün ne de onun fiyatıdır. Sizden daha iyi bir alıcı olduklarını ispatlama , bunu yanındakilere gösterme fırsatı yaratamazsanız , kaybedersiniz.

TwitterTakip

PAZARLAMAKOSESİ KUKLALARI


Tarih : ben ne doğrular , kavramlar gördüm oğlum , siz bir trendsiniz , insanların zaaflarından faydalanmanın yeni adısınız , geçmişteki kavramların davasına inanan insanları vardı ve yine de kayboldu , sizin hiç şansınız yok


Pazarlama : senin için tekerrürden ibarettir demişlerdi de inanmamıştım oğlum , biz çıkarlar varolduğu sürece varoluruz ve aslında bu da ortak noktamız

Satış : pazarlama kardeş , biliyorsun ben sen ne dersen onu yaparım , bana laf düşmez

Tarih : savaşlar ve ideolojik yıkımlar sonrası ortaya çıkan geçici bir tüketim çılğınlığı döneminin çocuklarısınız oğlum , şu anki dönem bir tepki çağı , bu tüketim ve amaçsızlık insanlığı tekrar bir boşluk içine sürükleyecek ve kendinizi tanımlayacak yeni değerler icat edeceksiniz , insan sırf tüketerek yaşayamaz , bilincini , komplekslerini , toplumsal varlığını da beslemesi lağzım

Politika : insanlar giderek bana karşı kayıtsızlaşmaya başladı , ama bu geçici bir lale devri gibi , politika ne zaman ihmal edilse bu ihmalin öcünü alarak gelir

Pazarlama : artık toplumsal değil kişisel bir dünyada yaşıyoruz , yeni ideoloji artık “ ben” , sahip olma , sahip olduklarının bir fazlasını alarak ağlamasını kesmeyecek bir insan tanımıyorum

Etik : savaş ne için yapılırdı ? bir başkasının tarlasından pay almak için , bugünki ekonominin yeni kavramları ne için uğraşıyor ? bir başkasının sahip olduklarından daha fazla pay almak için . fark nerede ? mücadele yöntemi ve buna verilen ad ‘da , boşuna kavga etmeyin

Devam edecek…

TwitterTakip

04 June 2006

yapmak veya olmak , işte bütün mesele


İsmini vermeyim , adam bir kitap yazmış “nasıl satış yapılır” diye ama kendi kitabını pazarlamayı becerememiş. Sıkıcı bir üslup , ilgisiz ve sıkıcı bir kapak , itici yazı karakterleri , klasik başlıklar …

Yine ismini vermeyeyim adam satış müdürü olmuş , tek bir pazarlama kavramından haberi yok ama eline aldığı ürünü satmadan çıkmıyor.

--------- *** ---------

Yapmak ile olmak arasındaki fark. Yapmak için olmak gerekmiyor , olmak için yapmak … ikisinin de birbirini tamamlayan süreçler olduğu klişesi çok da doğru değil. Beyninizde oluşan kavramlara benzeşmek yerine, yaparak doğal bir olgunlaşma daha samimi duruyor ve sattırıyor.

Bir mülakatta işe başvuran adaya “ şu tabloyu bana sat ” demiştim ve aday anlatmaya başlamıştı :

Üzerinizdeki kıyafet oldukça ciddi , ciddiyetten hoşlanıyorsunuz dolayısıyla tablodaki ciddi öğeleri vurgularım. Odanızdaki eşyalar kaliteli ve pahalı görünüyor dolayısıyla fiyat konusunda pazarlık yapmaz ve yüksekliği konusunda tereddüt etmezdim gibi daha birçok örnek sıraladı . Ben de ona ; siz bana tablonun nasıl satılacağını anlattınız , satış nerede ?

Sonsöz : başarısız insanları nasıl başarılacağına yönelik sıraladığı nasihatlardan tanırsınız

TwitterTakip

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us