Satıcılık ve göçebe kültür
Göçebe toplumlar yerleşik bir medeniyet kuramazlardı. Her kültürden beslenirken , daha esnek değerlere sahiplerdi.
Ben, satıcıların kültürünü de göçebe bir kültür olarak tanımlıyorum.
Ofiste çalışanların aynı iş arkadaşlarıyla kurduğu bir iş ilişkisi , benzer bir çalışma tempoları mevcuttur. Bu tekrar zamanla bir iş akışı ve kültürü yaratır. Sabit bir zamandan , tempodan , çevreden beslenen bir çalışma alışkanlığı...
Satışın ise temposunun ne zaman yükselip azalacağı belli değildir. Sabit bir ofisiniz yoktur , zamanınızın çoğu yolda geçer. Tekrar edeceğiniz bir iş modeli oluşturamazsınız. Yanıt vermeye hazır bir cevap gibi her soruya hazırlıklı ve tetikte olan bir haliniz vardır.
Soru : satıcılığı nasıl tanımlarsınız ?
Cevap : yanıtladığınız şey sadece düne ait olandır …
Göçebe bir toplum olan Türklerin en belirleyici özellikleri asilikleri ve kendi aralarındaki uyumsuzluklarıymış. Satıcıların da şirketin kendi içinde oluşturduğu değerlere uzak , müşteri tarafına bölünmüş bir yanları vardır.
Ben, satıcıların kültürünü de göçebe bir kültür olarak tanımlıyorum.
Ofiste çalışanların aynı iş arkadaşlarıyla kurduğu bir iş ilişkisi , benzer bir çalışma tempoları mevcuttur. Bu tekrar zamanla bir iş akışı ve kültürü yaratır. Sabit bir zamandan , tempodan , çevreden beslenen bir çalışma alışkanlığı...
Satışın ise temposunun ne zaman yükselip azalacağı belli değildir. Sabit bir ofisiniz yoktur , zamanınızın çoğu yolda geçer. Tekrar edeceğiniz bir iş modeli oluşturamazsınız. Yanıt vermeye hazır bir cevap gibi her soruya hazırlıklı ve tetikte olan bir haliniz vardır.
Soru : satıcılığı nasıl tanımlarsınız ?
Cevap : yanıtladığınız şey sadece düne ait olandır …
Göçebe bir toplum olan Türklerin en belirleyici özellikleri asilikleri ve kendi aralarındaki uyumsuzluklarıymış. Satıcıların da şirketin kendi içinde oluşturduğu değerlere uzak , müşteri tarafına bölünmüş bir yanları vardır.

No comments:
Post a Comment