Knor çorbasının tuzu tam, pazarlaması eksik....
Knor, çorbalarını nasıl pazarlıyor ?
paketler içinde, market raflarında sergileyerek…son derece klasik ve iş görmez bir yöntem. Böyle devam ederse bir süre sonra çorba satamaz hale gelir.
Ürünü teşhir etmek, raflara yerleştirmek demek, değildir. O ürünün tüketicinin nasıl kullandığı, nasıl kullanması gerektiği ve tüketici ile temasına kadar olan süreci yönetmeniz gerekir.
Eğer, ürününüz çorba gibi geleneksel bir ürün ise bunu, modern kalıplar içinde sunmak işe yaramayabilir. Tüketicinin geleneksel değerlerinin içerisine girebilmeli , geleneksel davranışlarıyla uyumlu hale getirmelisiniz.
Çorbanın tüketiciye hitap ettiği anlamı mutlaka yakalamalısınız.
İnsanlar çorbayı sıcak içer , kokusunu ve dumanını duymak ister… Bu noktalar tüketici ile çorba arasındaki algı bağıdır…tüketicinin ürünle bu noktalarda temasının mutlaka sağlanması gerekir ki ürün anlam kazanabilsin.
Knor , belirli merkezlerde “çorbacı” adında ufak kafeler açabilir. Burada, tüketicinin bu ürünle, bildiği yollardan teması sağlanır. Burada tüketici ürünü test eder; ürün, tüketici bilinçaltında anlam kazanır…
Bence, şu an knor, raflarda anlamını kaybediyor. Tüketiciyle bağ kuramıyor. Sirkülasyon az olduğu için tozlanan raflarda tüketiciyi kendisine daha çok itiyor.
Knor, için ramazan günleri bir fırsat olabilir. Çorba, ramazan günlerinde daha bir anlam kazanır. Knor, bu dönemleri iyi değerlendirerek tüketiciye dokunabilir. Ancak, knor ne yapıyor ? sürekli yeni çeşitlerini çıkartarak raflardaki bekleme süresini arttırıyor.
Her ürün, tüketiciye iş kitaplarında yazdığı gibi ulaştırılmaz. Bazen daha radikal yöntemler denemeniz, mutfağa girmeniz gerekir.
Knor, markası bu radikalliği beceremediği için belirli bir tüketim oranında, bekar erkeklerin tercihi olarak kalmaya mahkum. Hatta, bu imaj üzerine yapıştıkça aileler için kolay ve özensiz gibi olumsuz imajlar eklenerek , ev hanımları için zamanla tercih nedeni olmayabilir.
No comments:
Post a Comment