Daha Çok Mağaza Daha Çok Büyümek Değildir...
Önceden avm 'ler yoktu, şimdi
ise yüzlercesi var. Önceden ülkemizde "cadde mağazacılığı"
diyebileceğimiz bir mağazacılık anlayışı vardı. Bu düzende insanların kalabalık
olduğu caddelerde mağaza açmanız yeterliydi. Yani lokasyon, müşteri seğment
ayrımı gibi kavramlar ve kıstaslar çok önemli değildi.
Bir süre önce mağaza açan
firmaların karşısına yeni bir yapı çıktı. Avm'ler o kadar çoğaldı ki markalar
da kendi kıstaslarını oluşturmak zorunda kaldılar. Mağaza açma , lokasyon belirleme ayrı bir
uzmanlık alanı gerektirdi.
Bununla birlikte değişime
balıklama atlayan kiğılı gibi markalar bu lokasyonu çok önemsemeden her yerde
bulunma stratejisini izledi. Böylece tüketiciye daha yakın olacaktı , marka
avantajını kullanarak daha düşük kiralarla , daha az maliyetle rekabet avanyajı
da yakalayabilirdi. Kiğılı şu an hemen hemen her avm 'de mevcut ancak hata
yaptığını da hemen söyleyelim...
Bence kiğılı'nın bu kadar hızlı
büyüme ve mağaza açma gibi bir hedef stratejisi yoktu. Ki daha çok mağaza açmak
da daha çok büyüme anlamına gelmez ; 400 mağazaya ulaşan hangar ayakkabı
firmasının iflas ettiğini geçen haftalarda okuduk...
Çoğu firmanın büyüdüğünü
zannedersiniz , oysa sadece değişime ayak uydurma refleksi içindedir, daha çok
yerde varolur, daha çok ses getirir ancak altyapı yoktur....değişime ayak
uydurma adına ne kadar büyüdüğünü , nerelere gittiğini kendisi bile
farkedemez...
Avm'lerin büyümesiyle
kiğılı'nın her avm'de kendisine yer bulması gerektiği , değişimden geri
kalmaması gerektiği algısı o markayı daha çok noktada var olmaya itebilir. Sektörümüzde
kesim hizmetinin başlamasıyla bir marka değişimden geri kalmamak adına yüzlerce
kartela seti hazırlayıp neredeyse her perakende noktada olması gerektiğini
düşünebilir ve var da olabilir. Ancak sizin gördüğünüz var oluş gerçek
karlılığın ve büyümenin göstergesi değildir.
Ben bir şirketin gerçek anlamda
büyüyüp büyümediğini anlamak için hangi dönemde atılım yaptığına bakarım. Eğer konjektür
ile birlikte bir büyüme söz konusuysa büyümenin temeli zayıf , stratejiden
yoksun demektir. Hangaar ucuz ürün akımına kendisini kaptırdı ve gereğinden
fazla büyüdü, altyapıdaki eksiklik, maliyet hesabı, doğru lokasyon, çalışan
eğitimi, sevkiyat gibi unsurlar es geçildi ki bu noktaya gelindi. Rüzgar değişim
yönünü gösterdiğinde bu rüzgarla büyüyenlerin genellikle altyapısı yetersizdir
ve temkinli durmak gerekir.
Kiğılının da doğru bir hesap
ile gittiğini zannetmiyorum. Mağazalarınızın her avm'de bulunması mümkün
değildir. Fiyat politikanız , ürün çeşitliliğiniz bu mağazaların bulunduğu
bölgedeki müşteri ihtiyaçlarıyla örtüşmez. Fiyat odaklı, basic ve kampanyalarla
tüketiciyi daha çok satın almaya yöneltme stratejisi izleyen kiğılının bu
stratejisi her bölgede tutmaz. Daha çok yerde bulunmanız tüketici açısından
daha ulaşılabilir değil, daha "basic" ve avam olarak algılanmanıza
neden olabilir.
Bu stratejik hatayı yapan markalardan
bir tanesi de tekno-sa...sabancı teknolojideki gelişmeleri , teknolojik ürün
satın alma oranındaki artışı , yabancı markaların önünde biriken kuyrukları
gördü ve hemen bu işe soyundu, balıklama atladı. Ancak önemli olan mağaza açmak
değil , doğru müşteri trafiği yaratmaktır. Tekno-sa teknolojik ürün arayan
tüketicinin bilinçaltını okumakta yetersiz kaldı ve bilindik anlamda klasik
mağazalar açtı. Daha çok yerde bulunan, daha ufak mağazalar...oysa teknolojik
ürün alan tüketici daha büyük mağazaları tercih ediyor, kıyaslamak , bütün
çeşitleri görmek istiyor, satınalma kararının önemli bir kısmı mağaza
içerisinde veriliyor, daha büyüdükçe bu tür mağazalarda daha çok aksiyon,
heyecan ve arzu yaratabiliyorsunuz. Media markt gibi markalar 1-2 tane büyük ölçekte
mağaza açarak bu trafiği yönetebiliyorlar ; tekno-sa ise bu tür noktaları es
geçerek, biz de yapalım mantığıyla neredeyse arçelik-beko mağazaları
büyüklüğünde mağazalar açarak tüketici aç olduğu noktaları doğru okuyamadı. Daha
sonra hatasını anlayarak xxl türü daha geniş mağazalar ise tüketici üzerindeki
mağaza konsept algısını bozdu. Eğer bu değişimi ve çeşitliliği yapmasaydı daha
doğru yol alabilir, bu ufak mağazalarda olgunlaşabilir, en azından farklılık
yaratabilirdi. Mağazalar zinciri
açtığınızda her birisinin benzer büyüklükte olması çok önemlidir. Eğer farklı
büyüklükte mağazalar açarsanız o mağazayı dolduramazsınız, farklı büyüklükteki
mağazanın içini doldurmak için ayrı bir enerji harcamak zorunda kalırsınız ki
bu satın alınan ürünler de her mağazada bulunmaması, sayısının az olmasından
dolayı diğer rakiplere göre pahalı kalırsınız.
Sektörümüze bu değişimleri
uygularsak ;
Uyum sağlamak zor ve maliyetli
bir iştir. Sektördeki bir değişime ayak uydurmanız sizin sadece var olmanızı
sağlar, büyümenizi, karlılığınızı arttırmanızı ya da değiştiğinizi göstermez. Değişim
yeni ürünler eklenmesi ile değil altyapıdaki değişim ile olur. Her değişime
uyum sağlayan , sürekli piyasanın talep ettiği ürünleri ürün gamına ekleyen
firmaların zamanla bunları kontrol edemediklerini, gereksiz bir
stok-ürün-kartela maliyeti getirdiğini görürsünüz. Firmalar daha çok ürün ile
değil daha çok odaklanma ile büyüyebilir ve karlılığını arttırabilir. Piyasa talebi
sarhoş edici bir etki yaratır. Daha çok ilgi, daha çok övgü ve belirli bir süre
daha çok hareket sağlar. Şu an ki piyasamız herkesin herşeyi bulundurduğu ve
sattığı bir durumdadır. Bir süre sonra bu dağılma kendisini toparlayacaktır. Osmanlı
imparatorluğunun kontrol edilemez sınırlara ulaştığında topraklarını kaybetmesi
gibi, her noktada kartelası bulunan firmalar müşterilerini kontrol edemez,
yönetemez, iletişim sağlayamaz ve hizmet veremez noktada bulacaklar ve müşteri
kaybedeceklerdir. Bu noktadan sonra kendi kıstaslarını ve şartlarını
oluşturacaklarını ,nerelerde varolup nerelerde varolmayacaklarının hesaplarını
daha doğru yapacaklardır.
Takip
No comments:
Post a Comment