Dünya Müşterileri, Birleşin !
Küreselleşmeyle yeryüzündeki herkes artık bir diğerinin komşusu. Farklı değerlerden insanların benzerliklerini gören insan diğerine karşı daha duyarlı.
Tarihteki ilk üretim ve endüstrileşme yapılarına baktığınızda da aynı şirket içerisindeki yabancılaşmaya ve karşıtlıklara şahit oluyorsunuz. İşçi ve patron sınırları çok daha belirgindi , patron haksız yere emeği sömüren , işçi emeğini kiralamak zorunda olan emekçiydi. Müşteri ise ne üretseniz alan ve bu denklemde hesaplanmaya dahi değer görülmeyen bir öğeydi.
Sonra patronun işçilerle aynı masada yemek yediği sistemler geliştirildi. Sınırlar kalkarken patron işçisini , işçi patronu daha yakından tanıdı.
Rekabetin artması şirketleri daha güçlü olmaya iterken, bu gücün kaynağı, böyle bir dayanışmada görüldü. Kimileri buna Toplam Kalite yönetimi olarak adlandırıp daha sistematik bir hale getirdiler.
Günümüde bu karşıtlığı ve yabancılaşmayı müşterilerimiz arasında yaşıyoruz. Müşteriyle firmalar arasındaki sınırlar henüz kalmış değil.
Aslında bugünkü tablo, müşteriyle sınırları kaldırma değil , müşteriyi kendi sınırlarına dahil etme çabasını andırıyor .
Hergün daha duyarlı olmayı öğreten yeni kuramlar yeni sınırlar inşia ediyor. Firmalar , müşteriye yakın olmaya çalışırken her müşteriyle flört eden , ezbere cümlelerle baştan çıkarmaya çalışan bir çapkını andırıyor.
Vitrindeki kopyalanmış manken tebessümü zamanla vitrininize bakıp geçen , mağazanızdan içeri girme güveni duymayan müşteriler yaratacak. Bu yalancı tebessüm bugünün sınırlarıdır.
Marx bugün yaşasaydı : Dünya müşterileri birleşin ! derdi. Yalancı bir gülümsemeden başka kaybedecek neyiniz var ?