Markaların keşfedemedikleri kısım ; tüketici hisleri...
Uçakta seyahat eden yolcular daha çok sıkılırlar. İstedikleri zaman ayağa kalkamayacaklarını bilmeleri, ayağa kalktıkları zaman uyarılacak olmaları psikolojik bir baskı yaratır. Aynı zaman diliminde otobüste seyahat eden ile uçakta seyahat eden bir yolcunun maruz kaldığı baskıyı inceleyin, bariz şekilde uçak yolculuğu baskın gelecektir. Otobüste de yolcunun ayağa kalkmamasına rağmen kalkabileceği konusundaki özgürlük aynı baskının burada yaşanmamasının nedenidir.
Ekonomik sistemde nasıl ki “görünmez el” var ise tüketicinin ve mağazanın olduğu her yerde “görünmez bir el” olduğunu düşünebiliriz.
İnsanı rahatlatan ya da geren bir el…
Uçak firmaları henüz fiyatı keşfettiler, ancak bu noktayı es geçiyorlar. Bu noktada farklılık yaratabilen kazanır.
Tüketici bu baskıyı hisseder ancak bunu tanımlayamaz , nedenini bilemez. Bu baskıyı ve stresi ortadan kaldıracak unsurlar eklendiği zaman ancak bunu hisseder ve bu deneyimi unutmaz.
Yaşlı insanların sürekli bir yerlerinde ağrı vardır, ağrı olsun ya da olmasın “şuramda bi ağrı “ var , derler. Tüketici de böyledir , sizinle , markanızla iletişime girer ; ya bir ağrı ya da bir rahatlama hisseder, bunu size söylemez, tanımlayamaz, anlatamaz ama vardır, deneyim olarak kalır ; olumluysa müşteriyi geri döndürür olumsuzsa müşteriyi unutursunuz.
Süpermarketler neyse ki “alışverişsiz çıkış” kapısını düşünebildiler. Daha önceden alışveriş yapmayan müşteri kasiyerin yanından bir suçlu gibi geçip gidiyordu. Bu kötü deneyim süpermarkete girişte psikolojik bir baskı yaratıyordu. Süpermarket kapısında ihtiyacı olup olmadığına karar vermeye çalışıyor, ihtiyacı olmadığını düşündüğünde kapıdan dönüp gidiyordu. Oysa, biliyoruz ki müşteri mağaza içerisine girdiğinde diğer tüketicilere bakıp alışverişe yönlenebiliyor, satınalma davranışını taklit ediyor, ihtiyaç arzuya dönüşüyor ve satınalma gerçekleşebiliyor. Ancak, satın almama baskısını kaldıramadığınızda bunların hiçbiri gerçekleşmiyor, bu baskı tüketicinin girişini önlüyordu.
Görünen basit nedenleri herkes görebilir. Fiyat herkes için caziptir, ihtiyaç bir noktada herkeste vardır…ancak her firmanın vurduğu , hedef aldığı noktalar da buralardır. Bu noktalar gerekli ancak fark yaratıcı değildir. Bu ayrıntı noktalar görünmez hissedilir. Tüketici mağazanızdan ayrıldığında , sizinle iletişime geçtiğinde olumlu ya da olumsuz biçimde hissedilir. İşte bir markanın en önemli sermayesi ; bu hislerdir…
Geçen gün mango markasının yönetisine soruyorlar ; Türkiyede marka var mı ? Mango yöneticisi şu cevabı veriyor ; daha 150 yıl geçmesi lazım… Türkiye’deki markaların çoğu kaliteyi yakalayabiliyor, bir çizgi tutturabiliyor ancak bu duygularla oynama noktasında henüz çok gerideler.
No comments:
Post a Comment