25 December 2012
04 December 2012
İstikbal , İKEA ile nasıl rekabet edecek...
17 November 2012
A101 ve BİM rekabeti çerçevesinde ticaretin aldığı yeni şekil...
26 October 2012
2013'de Ekonomi Nasıl Olur, Firmalar Nasıl Ayakta Kalır ?
Türkiye 2012 ve 2015 yılları için Avrupa ve Amerika'dan gelebilecek
risklere ve dünyadaki resesyona karşı kontrollü bir daralma planladı.
Ancak, 2012 yılının ilk 6 aylık döneminde gereğinden fazla frene basarak işleri durmak noktasına getirdi.
Piyasada birçok firma nakit sıkıntısına girdi , iş yapamaz hale geldi.
Son
2 aylık dönemde kısmi de olsa biraz gaza basma gayretleri olduğunu
söyleyebiliriz ...
Eğer. mevcut dış konjektürün sabit olarak devam edeceğini düşünürsek ;
2012 yılının ikinci altı ayının, birinci döneme göre %10-15 daha
hareketli , 2013 yılının ise 2012 yılına göre yine %10-15 daha fazla
hareketli olacağını söyleyebiliriz.
Bence, hükümet bu daralmayı öngördü ancak bu daralma piyasada kontrol dışına çıktı. Ekonomide
birkaç enstürman ile piyasaya müdahale ettiğinizde daha az ya da daha
fazla reaksiyon alabilirsiniz. Frene %10 bastığınızda piyasadaki
borçluluk fazla ise bunun piyasadaki karşılığı % 30 ları bulabilir ,
yani sizin müdahalenizle piyasadaki yavaşlama aynı oranda olmaz.
Piyasalar şu an bu problemi yaşıyor , merkezin müdahalesi ve piyasanın beklentinin ötesinde sarsılması...
Türkiye
ekonomisinin çok sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz, politik müdahalelere
muhtaç bir dengesi var. Bugüne kadar aşırı iç talep ile ekonomi canlı
tutuldu ancak bu da yetersiz iç tasarrufa ve cari açığa neden oldu.
Hükümet bundan sonra gaz -fren dengesiyle ekonomiyi götürmeye çalışacaktır.
Türkiye
1930'larda milli ekonomi diyebileceğimiz bir modelde ilerledi , 1960'
larda karma ekonomiyle, 1980'lerde liberal ekonomiyle , 2000'li yıllarda
ise küresel ekonomi diyebileceğimiz bir sistemde ilerledi.
Türkiye ekonomik bir sistem olarak ekonomik modellerini biraz da
dış şartların zorlaması ile değiştirmeyi başardı. Ancak, bundan sonrası
daha önemlidir.
Eğer kapalı bir ekonomi değilseniz dış
değişimler sizi de etkiler ve güçlü bir iradeniz olmasa dahi sizin
ekonomik modeliniz de değişime uğrar. Bundan sonra dış konjektür yeterli
olmayacak, güçlü bir irade gerekecektir.
Zira gelişmekte olan ekonomiler ilk sıçrayışı ve belirli bir büyüme oranını kolay
yakalarken , bundan sonraki süreci politik ve kamu iradesi olmadan
başaramazlar. son dönemlerde tartışıldığı üzere orta gelir tuzağına
düşerler...
Hükümet, şu an için teşviklerle işsizliği azaltmayı ve yatırımı
arttırmayı hedefliyor, bundan sonra hizmet sektörüne yönelik
düzenlemeler gelecektir.
Peki, piyasamız bu değişimlerden nasıl etkilenir ?
Geçen
gün en büyük ikinci 500 sanayi şirketlerinin listesi açıklandı ve bir
ayrıntı verildi ; bu şirketlerin dörtte biri 2012 yılında zarar etmiş.
Perakendecilerin
%50'si 2012 yılında zarar etti, toptancılardan kar eden ise çok
azdır...bu sürdürülebilir bir durum değil, herkes konjektürün
değişmesini ve piyasaya para pompalanmasını bekliyor ama yeni durum eski
oyuncuların aynı şartlarla devamını sağlar mı ?
Bir
savaş olduğunda savaşın bitmesini beklersiniz ama bekleyenler savaş
sonrası aynı şartların devam etmediğini hayal kırıklığı içerisinde
görürler.
Kriz dönemlerinde de herkes krizin bitmesini bekler ancak aynı şartların devam etmeyeceğini açıkça söyleyebiliriz.
Bundan sonra firmalar için en büyük problem karlılığı devam ettirebilmek olacaktır.
Bilgisayar
devi hp pazarda %20 pay sahibi olmasına rağmen 2 dönemdir zarar
açıklıyor. Nokia geçen dönemde iflasını veren büyük şirketler arasında
yer aldı.
Altta ne olacağını görmek için devler arasındaki
çarpışmanın ne yönde seyrettiğine bakmak gerekir . Yukarıda ne oluyorsa
aşağıda da benzer bir tablo yaşanır. Altta çok fazla oyuncu olduğu için
toz bulut içerisinde tabloyu okuyamazsınız , bu yüzden üst tarafı iyi
tahlil etmek gerekir.
Eskiden çok uzun yıllar varlığını ve
liderliğini devam ettirebilen firmalar görüyorken, bu sürenin giderek
kısaldığını görüyoruz.
Teknolojik gelişmeler dışarıdan oyuncu girişini daha mümkün hale getiriyor.
Üretim
gücü gibi stabil faktörler yerine "yenilik" kavramının ön plana
geçmesi, güç olarak tanımlayabileceğimiz üretim faktörlerinin
değersizleşmesi anlamına geliyor.
Üretim faktörlerinden bağımsız olarak innovatif olabilen rakibiniz olabiliyor.
Kriz döneminden sonra mevcut rakiplerle benzer mücadelenin devam edeceğini düşünmek yanıltıcı olur.
Firmalar
daha agresif, tüketiciyi direkt hedef alan, daha farklı senaryolarla
karşımıza çıkacaklardır. Kriz nasıl ki, piyasanın yapısını
değiştiriyorsa, tüketicinin beklentilerini ve bilincini de
şekillendiriyor. Ortaya çıkan yeni tüketici bilinciyle eski model
alışkanlıkların devam etmeyeceğini , devam etse dahi kar marjını
koruyamayacağını düşünüyorum. Firmalar stok durumlarından, risk
analizlerine, müşteri ilişkilerine kadar birçok geleneksel modeli
değiştirmek zorunda kalacaklardır.
Son söz ; Kar eden firma daha büyüktür...
18 October 2012
14 October 2012
Yeni Çek Yasasının Amacı Ne ?.... TrTex Yeni Yazı
06 October 2012
Tek Bir Müşteri Mantıksızdır ama Kitle Iskalamaz
24 September 2012
08 September 2012
markalar şimdi sokağa iniyor
25 August 2012
Daha Çok Mağaza Daha Çok Büyümek Değildir...
06 August 2012
BUNDAN SONRA PİYASAYI KİM FİNANSE EDECEK ?
Mortgage krizi komisyoncuların halka ödeyebileceğinden dahafazla kredi vermesinden dolayı ortaya çıktı. Bu işin gazete manşetlerine yansıyankısmı. Ancak, şu soru da sorulmayı hak edecek bir sorudur ; peki, halk nedenödeyebileceğinden daha fazla kredi aldı ?
Neden kendi bütçesini yönetemedi , riskini hesap edemedi ?
Bir satıcı müşterilerinin çoğunun kendi riskini yönetemezdurumda olduğunu düşünmelidir.satış metodları, vaadler , satış esnasında satıcının tüketiciye güven veren sözleri heralıcıyı farklı bir psikolojiye taşıyabilir.
Her marka müşterisinin sahip olmadığı öngörülere sahipolmak zorundadır. Tüketicisini frenleyecek sistemler geliştirmek zorundadır. Çünkü,birey ya da ufak müşteri daha çok risk almaya meyillidir. Daha az şeye sahipolan daha çok risk alır...
Satış ve pazarlama günümüzde daha çok satış ve satışısürekli periyodik olarak arttırmaya odaklanıyor. Bunu bir doğru olarakbenimsediğinizde zaten matematik olarak bir krizin çıkmaması mümkün değildir.
Kapitalizmi doğduğu günden bu yana belirli periyodlardakrizler yaşar , yaşadığımız kriz belirli bir süre sonra telafi edilecek vedünya daha sonra bir kriz daha yaşayacaktır.
Satış hep daha fazla nasıl satarım diye düşünür, gelecektenasıl daha karlı satarım, sorusunu soracaktır.
Firmalar genelde daha çok satmak için ilk olarakfiyatlarını düşürürler.
Bir ürünün fiyatını düşürmek daha çok satış getirebilirancak fiyat aynı zamanda ürünün değerini, değer algılamasını , prestijnoktalardaki varlığını da düşürür. Çoğu firma ürünü aynı değere ve fiyatataşımak için fiyatı düşürdüğünde elde ettiği kazanç kadar uzun vadede paraharcar.
Şunu iyi biliyoruz ki ; dünya bir krizi yaşadığı zaman birdaha benzer bir kriz yaşamıyor. Kendi kendini iyileştirip telafi mekanizmalarıgeliştiriyor. Vahşi kapitalizm krize girdiğinde buna karşılık sosyal devletkavramı ortaya çıktı ; kapitalizm bundan sonra güçsüzü de koruyacak , sosyalimkanlar verecek, sosyalizm benzeri biralternatifi yaratacak koşulları ortaya çıkarmayacaktır.
Bundan sonraki dönemde, her kredinin bir karşılığıolacağını, daha az borçlanacağımızı varsayabiliriz, ki son 8 aylık dönemdekipiyasadaki göreli durgunluk ve nakit sıkıntısının bu krizin ilk yansımaları veiyileşme sancıları olarak görebiliriz.
Pazarlama da, satış da ekonominin bir boyutudur. Klasik pazarlamave satış yaklaşımları kapitalist kriz gibi kendi tıkanma noktalarını yaşamıştır, bundan sonraki süreçte evrimleşecektir.
Pazarlama, eğer karşıda talep yok ise talep yaratmayaçalışır. Eğer karşıda birikmiş sermaye yoksa kendi güvencelerinioluşturarak sermaye verir. Sektörümüz bugünekadar bu ekonomik denge içerisinde uzun vade ile perakende kanalında sermayeyarattı. Yeterli sermaye birikiminin olmadığı pazarda satış kanallarıoluşturmak için bu durumu finanse etti.
Bundan sonraki süreçtebu kadar serbest ve güvene dayalı ticari ilişkilerin eskisi gibi yürümediğinigöreceğiz. Devam eden geleneksel süreçte rekabetten sıyrılıp sermaye birikimiyaratabilen noktalar yeterli sayıya ulaşmıştır. Toptancıyı ya da üreticiyibundan sonra bu noktaların talepleri yönetecektir. Bu noktaların talepleri derekabet avantajı yaratmak için daha çok sistem ve hizmet noktasına kayacaktır. Bunoktaların talepleri içerisinde daha çok fiyat ve daha uzun vade olmayacaktır. Butür talepler kısa vadede cazip gelen ancak uzun vadede sermaye ve tecrübebirikimlerini anlamsız kılacak taleplerdir. Önümüzdeki günler birçok değişimegebe, oyuncu sayısının azaldığını , azalanların ise daha çok olgunlaşacaklarınıhep beraber göreceğiz
30 June 2012
Önemli olan satmak değil, nereye sattığınız...