01 January 2013

Her Mağazanın Bir Tılsım'ı Vardır...

Ekonominin üretim faktörleri vardır. Bunları ; Sermaye , ürün gibi ardı ardına sıralayabiliriz...Ekonominin ilk derslerinde bunları öğretirler. Ancak, görünmeyen unsurlar bugün için daha ön plana geçmiş durumda. Örneğin, devlet her dönem , tüketici güven endeksini , açıklıyor. Tüketicinin ne kadar iyimser olduğunu , ekonomiye nasıl baktığını istatistiklerle inceliyor. Emin olun ekonominin gerçek rakamları kadar tüketici hane halkının ekonomiye nasıl baktığı da önemlidir. Çünkü, tüketimin ne düzeyde olacağını öngörmek için bunu bilmelisiniz. Perde sektöründe işlerin ne düzeyde olduğunu anlamak için bir toptancının genel anlamda perakendeye tanıdığı risk limitleri toptancının beklentisini ve piyasanın nabzını gösterir. Bir perakendecinin rafına ürün almaya yönelik satın alma iştahı işlerin ne düzeyde hareketleneceğini gösterir. Yoksa, perakendeci ya da toptancının genel söylemleri anlık ve psikolojiktir , gerçeği yansıtmaz. İşler umut vaat ettiğinde raf'a alınan ürün oranı artar , beklenti azaldığında kartelaya yönelim başlar, perakendeci riske girmez. Vade perakendeciye bu riski alması , uzun vadede iyimserliği satın alması için bir teşvik aracıdır. Diğer sektörler de zaman zaman vade aracını kullanmasına rağmen bu kadar uzun vadelere rastlanmaz. Vadenin uzunluğu ya da kısalığı sermaye yeterliliğini gösterir. Sermaye birikiminin bizim gibi az olduğu sektörlerde vade uzar, bu bir anlamda sektördeki aktörlerin birbirlerini finanse etme aracına dönüşür. Karşıdaki insana ne kadar kredi açabileceğiniz kar oranı ve sermaye birikimi arasında bir denklemdir. Bu iki öğeye bakarsak ; sermaye birikimi zamanla sektörümüzde bir miktar artış gösterebilir ama yeterli seviyeye gelmesi çok daha uzun vadede mümkün. kar marjlarındaki düşüş ile bu denklem sarsılacak, kredi açma oranları kısa sürede düşecektir.

 Gelecekte belki işlerin standart düzeye indirgenebileceğini düşünebilirsiniz ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmez. Yani, bir bankacının önündeki tabloya bakarak "kredi verilebilir ya da verilemez" kararı vermesi gibi bir perakendecinin durumuna bakıp aynı kararı verebilir miyiz ? Kurumsallaşma ve markalaşma süreçlerinin hızlanmasıyla bu sağlanabilir mi ? Bu sağlandığında bölge satıcı karar süreci merkeze doğru kayabilir mi , işler daha risksiz ve standart boyuta indirgenebilir mi ? Şu an için belki de bir iş adamının kafasını kurcalayan en önemli sorular bunlardır. Örneğin, herhangi bir ildeki bir AVM 'nin yüzölçümüne, tasarımına bakarak ne kadar iş yapacağını tahmin edebilir misiniz ? AVM'lere baktığınızda çoğunun görünür unsurları standart ancak bazıları daha cezbedici...birçok avm'nin olduğu bir ilde bu standart özellikler gerekli çekim etkisini yaratmak için yeterli olmuyor. Başarıyı yakalayan avm 'lere baktığınızda görünmez unsurları daha iyi işleyebildiğini, tüketicisini daha yakından tanıdığını ve kontrol edebildiklerini görüyorsunuz, bunlar da standart verilerle sağlanamıyor. Nasıl ki, ekonominin tüketimi tetikleyen görünmez unsurları var ise her mağazanın da görünmez unsurları vardır. Bunlar bir tılsım gibi o işletmecinin elinin değdiğini tüketiciye hissettiren, o mağazanın havasını değiştiren , albeni yaratan unsurlardır. Bu olmadan sermayeniz bir taş yığınından , ruhsuz bir mağazadan farksızdır. Belirli markalar bu tılsımı yakalamak için uğraşsalar da belirli bir noktadan sonra kopma yaşıyorlar. Örneğin, yılbaşı gecesi saat 24:00 'ü gösterdiğinde bütün tv'lerde aynı anda coca cola reklamı gösterildi.Tüketici hangi kanalı açsa karşısına bu reklamlar çıkıyordu ve kaçma şansı yoktu. Bu kadar aptalca bir reklam çalışması yapmak için bu kadar büyük olmak gerekiyor sanırım. Tüketicinin karşısına bu kadar otoriter bir tavırla çıkmanın nasıl bir anlamı olabilir? Tüketicinin artık her yerde karşısına çıkan "beni gör" mantığı içeren reklamları reddettiğini biliyoruz. Bir hikaye ve mantık içerisine yerleştirilmiş , o hikayenin içerisine yer alan ufak giydirmeler daha çok iş yapıyor ve tüketiciyi rahatsız etmiyor. Yani, coca cola bu reklamla klasik yaklaşıma geri döndü ve bir anlamda çoğu ufak firmaların dahi yakaladığı o tılsımı kaçırdı. Büyümenin böyle bir tehlikesi vardır. Bedeniniz tüketicide kalır ama ruhunuz asla...  

TwitterTakip

1 comment:

Unknown said...

Herkese merhaba, ben şu anda Oklahoma ABD'de Patricia Sherman. Banka draftımı silmek ve yeni bir işe başlamak için 185.000,00 USD tutarında borçlanma deneyimimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Her şey evimi kaybettim ve banka poliçesi yüzünden eşyalarımı aldığımda başladı, bazı faturaları ve bazı kişisel ihtiyaçları karşıladım. Böylece çok çaresiz kaldım ve her yönden fon aramaya başladım. Neyse ki benim için, bir arkadaşım, Linda bana bir kredi şirketi firmasından bahsetti, dolandırıcılıktan çok etkilendim, ama durumumdan endişe duydum ve arkadaşımdan bu şirket hakkında tavsiye almaktan başka seçeneğim yoktu. onlarla iletişime geçmek, çevrimiçi borç verenlerle olan geçmiş tecrübemden dolayı benden gerçekten şüphe duyuyordu. '' Elegantloanfirm@hotmail.com Bu şirket bana ve meslektaşıma çok yardımcı oldu ve bugün, bu kredi şirketi sayesinde, iyi organize edilmiş iş ve sorumlulukların gururlu sahibi, bana geri gülümsedi. Bu nedenle, kendi işinizi kurmanız veya büyütmeniz gerekiyorsa veya herhangi bir maddi sıkıntıdan borç almanız gerekiyorsa, bugün işinizde bir finansal gelişme fırsatı bulmanızı öneririz… .. {E-posta:} Elegantloanfirm @ hotmail .com ... kredi için çevrimiçi aldatmaca kurbanı değil. Teşekkür ederim.

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us