Her Mağazanın Bir Tılsım'ı Vardır...
Ekonominin üretim faktörleri
vardır. Bunları ; Sermaye , ürün gibi ardı ardına sıralayabiliriz...Ekonominin
ilk derslerinde bunları öğretirler. Ancak, görünmeyen unsurlar bugün için daha
ön plana geçmiş durumda. Örneğin, devlet her dönem , tüketici güven endeksini ,
açıklıyor. Tüketicinin ne kadar iyimser olduğunu , ekonomiye nasıl baktığını
istatistiklerle inceliyor. Emin olun ekonominin gerçek rakamları kadar tüketici
hane halkının ekonomiye nasıl baktığı da önemlidir. Çünkü, tüketimin ne düzeyde
olacağını öngörmek için bunu bilmelisiniz. Perde sektöründe işlerin ne düzeyde
olduğunu anlamak için bir toptancının genel anlamda perakendeye tanıdığı risk
limitleri toptancının beklentisini ve piyasanın nabzını gösterir. Bir perakendecinin
rafına ürün almaya yönelik satın alma iştahı işlerin ne düzeyde
hareketleneceğini gösterir. Yoksa, perakendeci ya da toptancının genel
söylemleri anlık ve psikolojiktir , gerçeği yansıtmaz. İşler umut vaat ettiğinde
raf'a alınan ürün oranı artar , beklenti azaldığında kartelaya yönelim başlar,
perakendeci riske girmez. Vade perakendeciye bu riski alması , uzun vadede
iyimserliği satın alması için bir teşvik aracıdır. Diğer sektörler de zaman
zaman vade aracını kullanmasına rağmen bu kadar uzun vadelere rastlanmaz. Vadenin
uzunluğu ya da kısalığı sermaye yeterliliğini gösterir. Sermaye birikiminin bizim
gibi az olduğu sektörlerde vade uzar, bu bir anlamda sektördeki aktörlerin
birbirlerini finanse etme aracına dönüşür. Karşıdaki insana ne kadar kredi
açabileceğiniz kar oranı ve sermaye birikimi arasında bir denklemdir. Bu iki
öğeye bakarsak ; sermaye birikimi zamanla sektörümüzde bir miktar artış
gösterebilir ama yeterli seviyeye gelmesi çok daha uzun vadede mümkün. kar
marjlarındaki düşüş ile bu denklem sarsılacak, kredi açma oranları kısa sürede
düşecektir.
Gelecekte belki işlerin standart düzeye
indirgenebileceğini düşünebilirsiniz ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmez. Yani, bir
bankacının önündeki tabloya bakarak "kredi verilebilir ya da verilemez"
kararı vermesi gibi bir perakendecinin durumuna bakıp aynı kararı verebilir
miyiz ? Kurumsallaşma ve markalaşma süreçlerinin hızlanmasıyla bu sağlanabilir
mi ? Bu sağlandığında bölge satıcı karar süreci merkeze doğru kayabilir mi ,
işler daha risksiz ve standart boyuta indirgenebilir mi ? Şu an için belki de
bir iş adamının kafasını kurcalayan en önemli sorular bunlardır. Örneğin, herhangi
bir ildeki bir AVM 'nin yüzölçümüne, tasarımına bakarak ne kadar iş yapacağını
tahmin edebilir misiniz ? AVM'lere baktığınızda çoğunun görünür unsurları
standart ancak bazıları daha cezbedici...birçok avm'nin olduğu bir ilde bu
standart özellikler gerekli çekim etkisini yaratmak için yeterli olmuyor. Başarıyı
yakalayan avm 'lere baktığınızda görünmez unsurları daha iyi işleyebildiğini,
tüketicisini daha yakından tanıdığını ve kontrol edebildiklerini görüyorsunuz,
bunlar da standart verilerle sağlanamıyor. Nasıl ki, ekonominin tüketimi
tetikleyen görünmez unsurları var ise her mağazanın da görünmez unsurları
vardır. Bunlar bir tılsım gibi o işletmecinin elinin değdiğini tüketiciye
hissettiren, o mağazanın havasını değiştiren , albeni yaratan unsurlardır. Bu olmadan
sermayeniz bir taş yığınından , ruhsuz bir mağazadan farksızdır. Belirli markalar
bu tılsımı yakalamak için uğraşsalar da belirli bir noktadan sonra kopma
yaşıyorlar. Örneğin, yılbaşı gecesi saat 24:00 'ü gösterdiğinde bütün tv'lerde
aynı anda coca cola reklamı gösterildi.Tüketici hangi kanalı açsa karşısına bu
reklamlar çıkıyordu ve kaçma şansı yoktu. Bu kadar aptalca bir reklam çalışması
yapmak için bu kadar büyük olmak gerekiyor sanırım. Tüketicinin karşısına bu
kadar otoriter bir tavırla çıkmanın nasıl bir anlamı olabilir? Tüketicinin artık
her yerde karşısına çıkan "beni gör" mantığı içeren reklamları reddettiğini
biliyoruz. Bir hikaye ve mantık içerisine yerleştirilmiş , o hikayenin içerisine
yer alan ufak giydirmeler daha çok iş yapıyor ve tüketiciyi rahatsız
etmiyor. Yani, coca cola bu reklamla klasik yaklaşıma geri döndü ve bir anlamda
çoğu ufak firmaların dahi yakaladığı o tılsımı kaçırdı. Büyümenin böyle bir tehlikesi
vardır. Bedeniniz tüketicide kalır ama ruhunuz asla...
Takip
1 comment:
Herkese merhaba, ben şu anda Oklahoma ABD'de Patricia Sherman. Banka draftımı silmek ve yeni bir işe başlamak için 185.000,00 USD tutarında borçlanma deneyimimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Her şey evimi kaybettim ve banka poliçesi yüzünden eşyalarımı aldığımda başladı, bazı faturaları ve bazı kişisel ihtiyaçları karşıladım. Böylece çok çaresiz kaldım ve her yönden fon aramaya başladım. Neyse ki benim için, bir arkadaşım, Linda bana bir kredi şirketi firmasından bahsetti, dolandırıcılıktan çok etkilendim, ama durumumdan endişe duydum ve arkadaşımdan bu şirket hakkında tavsiye almaktan başka seçeneğim yoktu. onlarla iletişime geçmek, çevrimiçi borç verenlerle olan geçmiş tecrübemden dolayı benden gerçekten şüphe duyuyordu. '' Elegantloanfirm@hotmail.com Bu şirket bana ve meslektaşıma çok yardımcı oldu ve bugün, bu kredi şirketi sayesinde, iyi organize edilmiş iş ve sorumlulukların gururlu sahibi, bana geri gülümsedi. Bu nedenle, kendi işinizi kurmanız veya büyütmeniz gerekiyorsa veya herhangi bir maddi sıkıntıdan borç almanız gerekiyorsa, bugün işinizde bir finansal gelişme fırsatı bulmanızı öneririz… .. {E-posta:} Elegantloanfirm @ hotmail .com ... kredi için çevrimiçi aldatmaca kurbanı değil. Teşekkür ederim.
Post a Comment