12 July 2008

Tam bir Çin işkencesi



Savaşları hep sonuçlarıyla değerlendirir , ortaya çıkardığı kahramanlarıyla anarız. Oysa , savaş sırasındaki ayrıntılar çok daha önemlidir benim için.

Örneğin , Kurtuluş savaşı sırasında esirlere ne yaptık ? “Bre kafir “ diyerek öldürdük mü , kendi esirlerimizle mi değiştirdik ?

Çinliler, Amerikalı esirlere psikolog ve sosyologlarla çalışarak farklı bir propaganda türü geliştirmişti. Öncelikle esirlere gayet iyi davranıyorlardı , sonra ufak adımlarla başlayarak kendi ülkelerini eleştirmelerini sağlıyorlardı.
Örneğin , önce “Amerika da herkesin bildiği gibi mükemmel bir ülke değildir “ gibi basit ve ufak adımlarla başlıyorlardı. Daha sonra “Çin’de herkesin bir işi var” gibi cümlelerle ilerleme sağlanıyordu ve bu eleştiriler gittikçe sertleşiyordu. Kampta kalan askerlerin birbirlerin arasındaki dayanışma ve milliyetçilik duygusu da kırılmalıydı. Bunun için ispiyonculuk dedikleri bir sistem geliştirmişlerdi. Esirlerin birbirlerini ispiyonlamaları sağlanarak aralarındaki güven zedeleniyor , esirlerin kendilerini yalnız hissetmeleri sağlanıyordu. Esirler değiştirildikleri zaman dahi topluma uyum sağlayamıyor , diğerlerine güvenemiyor ve sistemi eleştirdiklerinden dolayı kendi insanları cephe alıyorlardı.

Bugün için bu ispiyonculuk sisteminin çoğu şirkette bizzat patronlar tarafından kurulması şaşırtıcı

.
“Bir Türk Dünyaya bedeldir “ gibi sözcüklerin altında da böyle bir psikoloji yatar. Bu tür sözcükleri söyletmek savaşlarda yenilmiş , teknolojide ve bilimde geri kalmış , ekonomisi yıkılmış bir toplumun tekrar kendine güven duymasını sağlar. Tek fark bu koşullamanın abartılarak toplumsal bir işkenceye dönüşmesi olabilir. Parti kapatmalarının , Yotube yasaklarının altında da bu psikoloji vardır. Toplum ufak adımlarla ilerleyip, cümlelerini ezberlemişken bu ezberi bozacak noktalar ortadan kaldırılır. Gerçekten de tam bir Çin işkencesi…

TwitterTakip

No comments:

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us