Herkesin Bildiği bir Doğru...
İzlediğim bir filmde katilin karşısına cinayet silahını çıkartıyorlar. Zanlı ise hemen tepki gösteriyor.
Davranış uzmanı , bu duruma bakarak zanlının suçlu olmadığı yargısına varıyordu ; çünkü suçlu olan tepki vermez , cinayet silahını görmeme meyili gösterirdi.
Filmin sonunda ise bu davranış uzmanının yanıldığı anlaşılıyordu , zanlı profosyonel bir katildi ve davranış bilimcinin nasıl düşündüğünü bilerek yanıltıcı tepkilerde bulunuyordu.
Freud , karşısında otururken sürekli parmağındaki yüzüğünü çıkartıp tekrar takan bir hastası hakkında ; eşinden boşanmak istiyor , şeklinde bir yorum yapmıştı. Buradaki varsayım doğru olabilir ama tek bir şartla : hasta eğer bu yorumun farkında değilse…
Siyasiler son derece heyecanlı konuşmalar yaparken , danışmanların hazırladıkları metinleri okurken niçin yeteri kadar etkili olamıyorlar ?
Çünkü , sık sık tekrar edilmiş benzer tavırlar artık tüketici kitle tarafından tanınıyor. Uygulanan, gerçekte doğru bir yöntem, karşıda belirli bir farkındalık düzeyini yakalamış durumda.
Müşteri temsilcisi , gayet kibar bir şekilde “ sizin memnuniyetiniz bizim için çok önemli “ derken, niçin müşterisinde artık eskisi kadar bir iletişim ve samimiyet ortamı yaratamıyor ? Yoksa pazarlamacıların sergilediği benzer tavırlar, tüketicide bu benzer tavırlara karşı belirli bir bilinç seviyesi yarattı ve artık eskisi kadar etkili olamıyor olabilir mi?
İşe yarar bir bilginin ömrü sınırlıdır. Bu bilgiyi kullandığınız kişiye karşı edindiğiniz fayda çoğu zaman bu bilginin kullanılabilirliğinin son noktasıdır. Bir yöntem hafızası olan bir vücuda ancak bir kez nufuz edebilir.
Herkesin bildiği bir doğru sadece bir doğrudur , uygulanabilirliği riskli hale gelmiş bir doğru…