Ekonomik bir aktör olarak Devlet
Devlet insanı yönetirken ; insanı ya da grubu değil kitleyi görür. Kitleyi yönetmek için de en alt seviyeden insanın dahi anlayabileceği basitlikte konuşmak zorundadır. Anlamdan daha ziyade tepki yaratacak basit bir söz ile hizaya sokmaya çalışır. Bu yüzden askerdeyken her duvar köşesinde “ ışığı söndür “ yazılarını okursunuz ; okula her girişte , Türk olduğunuzu , doğru ve çalışkan olduğunuzu , haykırırsınız .
Doğru ve çalışkan olmanın bilince hitap eden derin bir anlamı var mıdır ? Hayır ama o kadar sık tekrarlatırlar ki bilincinizde bir yer işgal ederek tepkiye neden olabilecek bir kod haline gelir . Kitleyi , kitlenin reflekslerini yönetmenin basit bir metodudur.
Bugün uğradığım postanede şöyle bir uyarı gördüm : Yangın felakettir. Çalışanları uyarmak niyetiyle , kocaman kırmızı harflerle görünür bir yere asılmış bir yazıydı. Bu yazıyı gördükten sonra etrafı biraz daha inceledim. Renkten ve estetikten yoksun tekdüze DMO damgalı mobilyalar. Havasız bir ortam ve ter kokusu. Bakışları , duruşu , giyinişi ve konuşmasının benzerliği itibariyle klonlanmış izlenimi veren birçok çalışan. Benim işimi halleden veznedar , ruhunun % 50 lik kısmını diğer tarafa göndermiş gibiydi.
15 dakikalık bir süre içerisinde hiçbir aksilik olmasa dahi insanı bunaltan , biran önce dışarı çıkma isteği uyandıran bir iklimi mevcuttu. Bu sıkıcı ve tekdüze havayı Devlet kurumlarının hemen hepsinde hissedebiliyorsunuz. Konuşa konuşa anlamsızlaşan yönetim ve i.k. kavramları bu tür ortamlara girdiğinizde daha anlamlı gözüküyor.
Biz de kendimize göre bir uyarı yazısını köşemize asalım : Devletin ekonominin içerisinde bir aktör olması felakettir.
Takip
Doğru ve çalışkan olmanın bilince hitap eden derin bir anlamı var mıdır ? Hayır ama o kadar sık tekrarlatırlar ki bilincinizde bir yer işgal ederek tepkiye neden olabilecek bir kod haline gelir . Kitleyi , kitlenin reflekslerini yönetmenin basit bir metodudur.
Bugün uğradığım postanede şöyle bir uyarı gördüm : Yangın felakettir. Çalışanları uyarmak niyetiyle , kocaman kırmızı harflerle görünür bir yere asılmış bir yazıydı. Bu yazıyı gördükten sonra etrafı biraz daha inceledim. Renkten ve estetikten yoksun tekdüze DMO damgalı mobilyalar. Havasız bir ortam ve ter kokusu. Bakışları , duruşu , giyinişi ve konuşmasının benzerliği itibariyle klonlanmış izlenimi veren birçok çalışan. Benim işimi halleden veznedar , ruhunun % 50 lik kısmını diğer tarafa göndermiş gibiydi.
15 dakikalık bir süre içerisinde hiçbir aksilik olmasa dahi insanı bunaltan , biran önce dışarı çıkma isteği uyandıran bir iklimi mevcuttu. Bu sıkıcı ve tekdüze havayı Devlet kurumlarının hemen hepsinde hissedebiliyorsunuz. Konuşa konuşa anlamsızlaşan yönetim ve i.k. kavramları bu tür ortamlara girdiğinizde daha anlamlı gözüküyor.
Biz de kendimize göre bir uyarı yazısını köşemize asalım : Devletin ekonominin içerisinde bir aktör olması felakettir.
No comments:
Post a Comment