Tüketici kimliğini aşılamak...
Osmanlı ordusu savaşa giderken niçin çok yavaş adımlarla , iki ileri bir geri adım atarak ilerler ?
Bu ritüelin, savaşta kullanacakları enerjilerinin önemli kısmını tükettiğini bilmelerine rağmen neden bu yürüme biçiminde ısrar ettiler ?
Çünkü, bu ritüel askerlere güç ve disiplin duygusu veriyordu. Her işin psikolojik bir hazırlık evresi , belirli ritüelleri vardır. Bunlar tamamlanmadan insan psikolojisi işe hazırlanamaz, konsantre olamaz. Osmanlı ordusuna bu yürüyüş belirli bir birliktelik duygusu veriyordu, askerler bu yürüyüş esnasında odaklanabiliyorlar ve kendilerini psikolojik olarak hazırlıyorlardı.
Sizin ritüelleriniz neler ?
Amacı olan her işin bir ritüeli , mantıksız da olsa belirli kuralları olmalı. İşi ve adamı disipline etmenin en kolay yolu bu ritüel ve kurallardır.
Her çalışanın doğum günü kutlanır, işten ayrılan kişiyle veda töreni yapılır gibi şirket kültüründe yer alan ritüeller geride kalanlara değerli olduğu hissini verir. Bu da işe daha çok konsantre olmalarını, bağlılık duymalarını sağlar.
Kuralların olmadığı bir firmada yönetim yok, demektir. Yönetici sadece kaza olduğunda müdahale eden bir trafik polisinin ötesinde, kazayı öngören , kaza deneyimlerini prensibe dönüştüren kişidir.
Çalışanlar kurallardan güç alır; söylenen söz ile incinir, çalışamaz hale gelir.
Acaba, tüketiciye yaptırılan bazı ritüeller tüketiciyi daha fazla tüketim ve alışveriş noktasında motive edebilir mi ?
Mağazanızın önünden geçen her kişi sadece gezen bir insandır, onu tüketiye dönüştürmek, tüketici kimliğini verebilmek… tüketici de mağaza önünden geçerken , mağazanız içerisinde amaçsızca gezinirken sadece dolaşan birisidir. Bu gezen kişinin üzerine tüketici kimliğini yapıştırmak, tüketici hissiyatını uyandırmak nasıl mümkün olabilir?
Mağaza içerisinde dolaşan bir kişi ile kolunda sepet dolaşan bir kişinin psikolojik motivasyonları farklıdır.
Mağaza içerisindeki tezgahtarla diyaloga geçen birisinin psikolojisiyle, geçmeyen bir insanın psikolojisi farklıdır.
Bir ürün hakkında bilgi soran bir kişinin psikolojisiyle, sormayan bir kişinin psikolojisi farklıdır.
Gezici kişininin mağazanıza dokunmasını sağladıktan sonra normal bir birey olmaktan çıkar ve tüketici kimliğini edinir. Bu kimlik o kişiyi tüketmeye, satın almaya daha fazla motive eder. Başlangıç yapıldıysa, devamının gelme olasılığı daha yüksektir.
Avm’lerdeki güvenlikler sadece güvenliği sağlama işine yaramaz. Dış dünya ile avm arasındaki ayrımı , bireyin psikolojik farkındalığını sağlar. Bu kontrol ile kontrolden geçmiş, tüketim alanına girmiş bireylerle sosyal bir ortamın sınırını geçmiştir. Avm girişleri bu psikolojiyi değiştirmek için önemli bir noktadır…
Misafirliğe gittiğinizde kıyafetinizle , götürdüğünüz hediye ile ne kadar misafir olabilirseniz ev sahibi de o kadar ev sahibi olur. Ev sahibinin, ev sahibi kimliğini arttırmak için kapıdan geçerken uğramış gibi yapmak ile hazırlıklı gitmek arasında yarattığınız etki açısından önemli farklılık vardır. Bir mağazada da, ne kadar mağaza olabilirseniz, tüketici de o oranda tüketici olacak, tüketici kimliğine bürünecek ve tüketici gibi davranacaktır. Diğer türlü mağazanızı gezen herhangi biri kimliğinden sıyrılamayacaktır. Bu kimliği vermenin yolu iyi bir hazırlık, ufak ayrıntılar ve kimliğinizi pekiştirecek ayrıntı öğelerdir. Bir mağaza her gün kapılarını açtığında bu soruları kendi kendisine sormali ; tüketici kimliğini nasıl aşılarım ?
Sınır çizgileriniz olsun, kolay geçilebilen sınır çizgileri….
1 comment:
Merhaba
İlginç yazılarınızı okurken "Osmanlı ordusu savaşa giderken niçin çok yavaş adımlarla , iki ileri bir geri adım atarak ilerler ?" ifadesi dikkatimi çekti. Sanıyorum mehteri kasdediyorsunuz. Mehter iki ileri bir geri gitmez iki adım atıp sağa selam verir, iki adım atıp sola selam verir.
Saygılar.
Post a Comment