21 January 2007

Satıcılık ve laf cambazlığı

Bir satıcı arkadaş, satış konusundaki yeteneklerini överken şöyle bir örnek veriyordu : “ Bana sokaktan geçen bir adam göster, sırtındaki kazağı ona satayım , İstanbul köprüsünde bana bir adam göster ,o köprüyü ona satayım “ Biz bu tür cambazlara satıcı değil üçkağıtçı diyoruz aslında. Haliç köprüsünün üzerindeki tombalacılarla , bu tür bir satış tarzı arasında fark yoktur. Böyle bir yaklaşımla siz de tombalacılar gibi sürekli yer ve müşteri değiştirmek zorunda kalırsınız ki bu da uzun vadede hem zarar demektir , hem de daha maliyetlidir.

Satış aslında , ihtiyacı olmayan bir adama ihtiyacı olmayan bir şeyi satma cambazlığı değildir. İhtiyacı açığa çıkartmak , kışkırtmak , özendirmek , teşvik etmek gibi uğraşlar satışın içinde olmasına rağmen arada kalın bir çizgi vardır. Benim için müşteriyi doğru ürüne yönlendirememiş bir satıcı da aynı oranda başarısızdır. Müşteriyi kar edemeyeceği bir alışverişe sokan satıcı , sizi zarar edeceğiniz bir alışverişin içine sokmuş demektir , tek fark bu zararı daha sonra görürsünüz.

Piyasadaki esnaflar arasında “ mala elin gitmemesi “ şeklinde tarif edilen bir deyim vardır. Piyasada doğru bir şekilde tanımlanıp , tarif edilemez bir söylemdir ama gerçeklik payı vardır. O mal yeteri kadar kazandırmamış , riski oranında bir getiri sağlayamamış demektir.

Uyanık satıcılar sadece müşteriyle yüz yüzeyken satış yapar , iyi satıcılar mağazadan ayrıldıktan sonra da mal satmaya devam eder.

TwitterTakip

No comments:

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us