Mustafa bey , çok hızlı bir biçimde kriz konularını konuşmaya başladık , ben şahsen halen bu psikolojiye alışamadım , kim başlattı bunu , suçlu kim ?
Lehman and Brother’s bankasının batırılması müthiş bir hataydı , insanları paniğe sürükledi. 1929 ekonomik krizi de böyle geldi. Wall street birden battı , bu etkiyle herkes harcamalarını kıstı , parayı sakladı ve tüketim durdu. Şimdi devlet, bankalara batmasın ve piyasaya para sürsün, diye para veriyor. Ama burada da bir problem ortaya çıkıyor , parayı alan banka şöyle düşünüyor ; eğer, bu parayı piyasaya verirsem tekrar toplayamam, batar, diyor ve vermiyor. Bu sefer devlet diyor ki, sana kredi teminatı veriyorum , yani verdiğin parayı geri alamazsan sana, ben ödeyeceğim, diyor.
Bakın , Derya hanım , sistemin nasıl işlediğini görüyor musunuz ? Hiç öyle, kapitalizm batıyor, gibi büyük laflar etmeye gerek yok , Avrupa ve ABD çok hızlı müdahale ediyor , aksayan yönü hemen görüyor ve reaksiyon geliştiriyor.
Benim tahminim kriz çöküş aşamasına gelmeden 1 yıllık bir resesyon ile aşılacak. Nobel ödüllü Krugman bu tarihi 2010 yılı ortaları olarak verdi.
Eğer suçlu arıyorsanız Derya hanım , satıcıları suçlu ilan edebiliriz. Bu krizin en önemli tetikleyicilerinden birisi de emlak brokerları yani, emlak satıcıları oldu. Bankalar yüksek primlerle bu satıcılara teşvik verdiler , bu satıcılar da ödeme durumuna bakmaksızın, alacakları prime odaklanarak, kontrolsüz bir satış akını başlattılar. İlk kıvılcım buradan geldi. Satıcılar der ya “ hep ben mi suçluyum “diye ; işte bu sefer de altından yine satıcılar çıktı.
Peki , bu kadar büyük rakamlarla alışveriş oldu da , bu paralar buharlaştı mı , ne oldu ?
Bakın, siz birisine para veriyorsunuz ve bu kişi gidip ev alıyor. Bu kişi aldığı evin parasını ödeyemezse gidip evine el koyarsınız. Eğer , bu durum birkaç kişide olursa herhangi bir problem olmaz , gider evi satar ve paranızı alırsınız. Ama ödeyemeyen sayısı fazlalaşırsa bu sefer rehin aldığınız evi de satamaz hale gelirsiniz. Rehin evleri piyasaya arz ettiğinizde, arz fazlalığından dolayı otomatikman evlerin fiyatları da düşer yani, paranız tam da sizin dediğiniz gibi buhar olup gider.
Bu şekilde bazı bankalar ellerindeki evleri nakite çeviremez ve nakit sıkıntısına girer , sonra da batar.Bu riskli durumda kimsenin kimseye de güveni kalmamıştır. Kimse kimseye borç ya da kredi vermez. Bu da ticaretin durması , piyasada para dolaşmaması demektir. Şu anki tablo bu…
Şimdi dünya şu soruyu soruyor ; Kapitalizm bu krizi kendi kendine iyileştirir mi yoksa batar mı;yani şimdi , kapitalizm gidiyor mu ?
Üniversite yıllarında ekonomi hocam şöyle derdi “ kapitalizmin tarihi bir krizler tarihidir , bu krizleri önleyemezsin , sadece senin yaşadığın döneme gelmemesi için dua edersin… “ Gerçekten de kapitalizmin tarihine baktığınızda 5 ile 10 yıl aralıklarla tekrarlanan krizlere şahit olursunuz. Bu krizler kapitalist sistemin tekrar kendini toparlaması ve seleksiyonunu sağlaması için gerekli depremlerdir. Bu krizleri aşmak için çeşitli şoklar uygulanır. Geçmişte İngiltere’de Keynes denen adam böyle bir krize karşı şöyle dedi ; eğer kişiler para harcamıyorsa ben devlet olarak para harcarım… Ülkenin her yerine demiryolları döşedi , işçilere para verdi ve bu şekilde piyasaya para sürdü… Bugün ki tedavi yolu ise batmakta olan Bankaları Devlet eliyle kurtarmak ve piyasaya parayı buradan aktarmak…
Şu noktaya da değinmeden geçemeyeceğim ; 2001 krizinde Türkiye’de birçok banka battı.O dönemde devlet hiçbir şey yapamadı. Avrupa ve yabancı kurumlar , Liberalizmin kurallarını hatırlatarak , böyle bir devlet müdahalesi için kırmızı ışık yaktılar. Amerika’daki krizde ise ilk yaptıkları şey devlet müdahalesi oldu.
Bu konu liberal felsefeye kadar giden bir tartışma , biz daha pratik bir konuya dönelim ; tedirgin olmamız için neden var mı , yoksa başbakanın dediği gibi hamdolsun durumumuz iyi mi ?
Hükümet şu an piyasaya moral pompalamaya çalışıyor ama net reaksiyon gösterebilmiş değil. Şu durumda Hükümet’in önünde iki alternatif var : ya IMF ile anlaşacak ya da önlemini alacak. Ama, hükümet seçimlerden dolayı IMF ile anlaşmayı erteliyor , önlem almada ise çok yavaş. Bize bir şey olmaz tavrı çok doğru değil.
Yangın aslında sönmedi ama kısmen kontrol altında ve bu yangının olası riski satın alındı. Bundan sonraki tehlike bu kredi kaosundan sonra bankaların kredi vermeye yanaşmamaları ve piyasadaki nakit sıkışıklığı olacaktır.Zaten geçen yıldan başlayarak özellikle tekstil sektörü için birçok banka kredi musluklarını tıkadı.
Siz ne kadar karşı dursanız da bu krizle kapitalizmin ömrü sorgulanmaya başladı , böyle bir değişimin ipuçları yok mu ?
Kapitalizm bitmez , kapitalizm ingilizce’de capital sözcüğünden gelir ve sermaye yani para demektir. Marksizm bir ideolojidir , paranın akışına , insan yaşamına biçim vermeye çalışır. Kapitalizmin ise alışverişin , ticaretin , hayatın kendisidir. Kapitalizm bitmez biçim değiştirir.
Türkiye bu tür krizleri abartıyor. Kemal Derviş geçen gün açıkladı , 2001 ‘de tedbir aldık ama sanırım biraz abartmışız, dedi. Şu an birçok firma durumu abartıyor. Alacaklarının üzerine çöküyor , malları kesiyor yani paniğe kapılıp klasik reaksiyonlar veriyorlar. Kriz bir anlık bir olaydır ama bu olaydan sonra herkes pozisyonunu aldıktan sonra kriz bitmiş demektir , ortaya çıkan şey yeni bir dengedir ; önceki dengeye göre daha iyi ya da daha kötü olabilir fakat, kriz bitmiştir. Şu an panik yapma değil pozisyon alma durumundayız , bakın çoğu firma sırf bu panikten dolayı klasik reaksiyon verip paniğe kapılacak müşterilerini kaybedecek , Pazar payından olacak , bundan emin olabilirsiniz. Hani derler ya ,her kriz bir fırsattır diye , işte fırsat burada oluşur. Çoğu kişinin nasıl reaksiyon vereceğini tahmin edersiniz , genel yönelim bellidir.
Dünya bu krizi 1929 yılındaki krizden farklı olarak iyi yönetmeyi bildi ve başarılı bir sınav verdi.Şimdi sıra bizde ; 2001 krizinde IMF ile krizi yönettik , IMF şimdi kendi derdine düşmüş durumda , bu sefer baş başayız
Takip