13 December 2006

Nobel ödülü ve toplumsal başarı algılaması

Ufak bir başarının arkasından genelde bir alkış tufanı kopar , büyük bir başarının arkasından ise sessizlik… bugün için iyi bir şey yaptıysanız alkışlanırsınız , çünkü bugünkü başarıyı görmek ,hissetmek , anlamak daha basittir, basit bir göz dahi bunu algılayabilir. Yarın için daha büyük bir başarıya imza attıysanız kolay kolay hissedilmez , alkış alacak kadar dahi bir taraftar bulamazsınız çoğu zaman .

Orhan Pamuk’un Nobel almasının ardından Havalimanında, elinde gazeteyle tek başına bir köşede oturuşunu gördüğümde, bu düşünceler geçti içimden. Ufak bir maç karşılaşmasının ya da Eurovisyon’un ardından araç konvoylarıyla , canlı yayınlarla yapılan, İstanbul turunu düşündüğünüzde ne büyük bir çelişki.

Başka bir ülkede, herhangi bir Türk doktorun, bir şeyi icat etmesini “ Türkün zaferi “ şeklinde manşete taşıyan, başarıya aç bir toplumun, bu başarıyı kabullenememesi… Yeni bir icat karşısında icattan ziyade başarıya ve başarının arkasındaki kimliğe sahip çıkma … O kimliği yücelterek kendinize de buradan pay çıkarma bencilliği…

Orhan Pamuk Babasının bavulunda beslediği bu topluma ait yalnızlığıyla , korkularıyla aldı bu ödülü. Bu duyguları deşifre ettiği , kolu kırıp yeni içeride bırakmadığı için dışlandı belki de bu kadar.

Başarı sizin koyduğunuz bir hedefe koşmak değildir çoğu zaman , toplumun , patronunuzun koyduğu bir hedefe ulaşmak olarak tanımlanır . Sizin de bavulunuzdan çıkardığınız geleceğe yönelik başarı ölçütleriniz vardır , ama ya toplumun , müdürünüzün , patronunuzun çantasındakiler… Alkış almak istiyorsanız gözünüz karşınızdakinin bavulunda olsun.

TwitterTakip

No comments:

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us