Nobel ödülü ve toplumsal başarı algılaması
Ufak bir başarının arkasından genelde bir alkış tufanı kopar , büyük bir başarının arkasından ise sessizlik… bugün için iyi bir şey yaptıysanız alkışlanırsınız , çünkü bugünkü başarıyı görmek ,hissetmek , anlamak daha basittir, basit bir göz dahi bunu algılayabilir. Yarın için daha büyük bir başarıya imza attıysanız kolay kolay hissedilmez , alkış alacak kadar dahi bir taraftar bulamazsınız çoğu zaman .
Orhan Pamuk’un Nobel almasının ardından Havalimanında, elinde gazeteyle tek başına bir köşede oturuşunu gördüğümde, bu düşünceler geçti içimden. Ufak bir maç karşılaşmasının ya da Eurovisyon’un ardından araç konvoylarıyla , canlı yayınlarla yapılan, İstanbul turunu düşündüğünüzde ne büyük bir çelişki.
Başka bir ülkede, herhangi bir Türk doktorun, bir şeyi icat etmesini “ Türkün zaferi “ şeklinde manşete taşıyan, başarıya aç bir toplumun, bu başarıyı kabullenememesi… Yeni bir icat karşısında icattan ziyade başarıya ve başarının arkasındaki kimliğe sahip çıkma … O kimliği yücelterek kendinize de buradan pay çıkarma bencilliği…
Orhan Pamuk Babasının bavulunda beslediği bu topluma ait yalnızlığıyla , korkularıyla aldı bu ödülü. Bu duyguları deşifre ettiği , kolu kırıp yeni içeride bırakmadığı için dışlandı belki de bu kadar.
Başarı sizin koyduğunuz bir hedefe koşmak değildir çoğu zaman , toplumun , patronunuzun koyduğu bir hedefe ulaşmak olarak tanımlanır . Sizin de bavulunuzdan çıkardığınız geleceğe yönelik başarı ölçütleriniz vardır , ama ya toplumun , müdürünüzün , patronunuzun çantasındakiler… Alkış almak istiyorsanız gözünüz karşınızdakinin bavulunda olsun.
Orhan Pamuk’un Nobel almasının ardından Havalimanında, elinde gazeteyle tek başına bir köşede oturuşunu gördüğümde, bu düşünceler geçti içimden. Ufak bir maç karşılaşmasının ya da Eurovisyon’un ardından araç konvoylarıyla , canlı yayınlarla yapılan, İstanbul turunu düşündüğünüzde ne büyük bir çelişki.
Başka bir ülkede, herhangi bir Türk doktorun, bir şeyi icat etmesini “ Türkün zaferi “ şeklinde manşete taşıyan, başarıya aç bir toplumun, bu başarıyı kabullenememesi… Yeni bir icat karşısında icattan ziyade başarıya ve başarının arkasındaki kimliğe sahip çıkma … O kimliği yücelterek kendinize de buradan pay çıkarma bencilliği…
Orhan Pamuk Babasının bavulunda beslediği bu topluma ait yalnızlığıyla , korkularıyla aldı bu ödülü. Bu duyguları deşifre ettiği , kolu kırıp yeni içeride bırakmadığı için dışlandı belki de bu kadar.
Başarı sizin koyduğunuz bir hedefe koşmak değildir çoğu zaman , toplumun , patronunuzun koyduğu bir hedefe ulaşmak olarak tanımlanır . Sizin de bavulunuzdan çıkardığınız geleceğe yönelik başarı ölçütleriniz vardır , ama ya toplumun , müdürünüzün , patronunuzun çantasındakiler… Alkış almak istiyorsanız gözünüz karşınızdakinin bavulunda olsun.
No comments:
Post a Comment