Odağı olmayan bir satış sunuşu bilgilendirme haline gelir, eyleme geçirmez
kazanmak için risk almak zorundasınızdır.
Bu ticaretin basit bir kuralı ve herkes bunu bilir.
Ama bilmek zorunda da değil.
Risk konusuna sizin gibi yaklaşmak zorunda değil.
Minimum risk alayım, az kazanayım mantığında olabilir.
Her insanı “ çok kazanacağına “ inandırarak etkileyemezsiniz.
Siz satış konuşması yaptıkça müşteri aklında şöyle bir denklem oluşur ; riskim nedir , kazancım nedir…
Satıcı kafasında bu denklemle müşteriyi de aynı denkleme getirmeye çalışıyordur. Risk %20 , kazanç % 100 gibi bir denklemin ideal olduğunu düşünüp, müşteriyi buna ikna etmeye çalışıyordur.
Ancak herkesin risk tanımı, riske bakışı farklıdır…
Önce satıcı değil , müşteri konuşur…
Satıcının doğruları vardır ama önemli olan müşterinin doğrularıdır.
Emlakçılar ev alırken çok standart şeyler söylerler ; evin ucuz olduğundan bahsederler, mülk sahibinin babacanlığını anlatırlar, manzarayı överler… bu kadar odaksız bir satış stratejisini müşteri saldırı olarak görür, tehdit olarak algılar ve emlakçıya güvenmez, sadece komisyon almak için uğraştığı izlenimini alır…
Satışın belirli bir odağı olmalı… maddi durumu iyi, komşu ilişkilerine önem veren bir kişiye sürekli fiyattan bahsetmek mantıksızdır.
Satıcı , satıcı kimliğini zaman zaman ortaya çıkarmalı. İlişkinin tüm süresi boyunca satıcı olamaz, satıcılık yapamazsınız. Bu kimliğinizi ortaya çıkardığınız anlarda ise doğru noktayı yakalamak zorundasınızdır.
No comments:
Post a Comment